Bir yetim...
Parkın köşesinde, eğilmiş başı,
Gözlerinde bir sızı, ufka dokunan...
Kalbi uzaklarda, babasına meftun,
Ona koşar her düşünde,
Her gülüş, her kahkaha, kanat olur hayaline.
Çocuklar salıncakta, ipte, kaydırakta,
Cıvıltılar doldurur semayı;
Ama o, yalnız...
Bir köşede, sessizce bakar dünyaya,
Gözyaşları parmaklarının ucunda asılı,
Sanki yere düşerse dünya kırılacak.
Bilir misiniz, onun rüyaları neye boyanır?
Bir baba sesi...
Omzunda bir el, bir tebessüm...
"Haydi oğlum," diyecek bir ses arar ufuklarda,
Ama ses yok, gökyüzü suskun.
Bir serçe konar başına,
Sanki haber getirmiş göklerden:
“Baban seni hep sever, hep bekler…”
Ama o, serçenin kanadında babasını arar.
Küçülür park, küçülür dünya,
Yetimin sessiz bakışlarında kaybolur.
Park cıvıl cıvıl,
Ama bir yer eksik, bir renk yitik...
Yetimin boynu bükük,
Ve dünya, bu kimsesiz bakışlarda küçülmüş,
Küçülmüş ve susmuş.
Aydın Mertayak