Hayatta başarıya giden yolda birçok engelle karşılaşırız. Ancak belki de en hain engel, kendi içimizdeki kötü alışkanlıklardır. Bunlardan biri de, sık sık şikayet etme eğilimidir. Şikayet etmek, sadece bir duygu ifadesi değil, aynı zamanda olumsuz bir döngünün başlangıcıdır. Frekansımızı düşürür, harekete geçmekten alıkoyar ve hayallerimizin gerçekleşmesini engeller.
Şikayet etmenin arkasındaki temel nedenlerden biri, bir tür dış kontrol illüzyonuna kapılma eğilimidir. Olaylara karşı tepkilerimizi kontrol edemeyeceğimizi düşünerek, kendimizi kurban olarak görmeye başlarız. Ancak gerçekte, tepkilerimizi kontrol etme gücüne sahibizdir. Şikayet etmek, bu gücü teslim etmenin bir yoludur.
Ayrıca, şikayet etmek, sorunların çözümüne odaklanmak yerine sorunları büyüten bir zihinsel alışkanlıktır. Enerjimizi olumsuzluklara odaklayarak, çözüm yollarını göremez hale geliriz. Her sorunun bir çözümü olduğunu unuturuz ve yerine sadece sorunları görmeye odaklanırız.
Şikayet etmek ayrıca, olumsuz bir atmosfer yaratır ve çevremizdekileri de olumsuzluğa çeker. Pozitif bir çevrede büyümek ve gelişmek için, olumlu bir tutum sergilemek önemlidir. Şikayet etmek, bu olumlu atmosferi zehirleyen bir faktördür.
Peki, şikayet etme alışkanlığını nasıl kırabiliriz? İlk adım, farkındalıktır. Kendimizi şikayet etme eğiliminde olduğumuzda yakaladığımızda, bu düşünceyi durdurmak ve yerine pozitif bir bakış açısı geliştirmek için çaba sarf etmeliyiz. Sorunlara odaklanmak yerine çözümlere odaklanmalıyız. Ayrıca, kendimize şükretmeyi alışkanlık haline getirmeli ve pozitif bir dil kullanarak etrafımızdaki insanları da motive etmeliyiz.
Unutmayalım ki, hayatımızdaki en büyük engellerden biri, kendi içimizdeki kötü alışkanlıklardır. Şikayet etmek, bu engellerin başında gelir. Ancak farkındalık ve kararlılıkla, bu alışkanlığı kırabilir ve hayallerimize bir adım daha yaklaşabiliriz.
Aydın Mertayak
