Kışın Feryadı
Dışarıda kar yağıyor, beyaz bereket misali,
Biri gülüyor sıcak odasında, öteki titriyor mahzun hâliyle.
Bir çocuk neşeyle koşuyor, kartopunu havaya atıyor,
Bir başkası duvar dibinde açlığa ve soğuğa sarılıyor.
Bir serçe düştü pencereme, gagasında kırık bir dua,
Küçücük yüreğinde sonsuz bir dert, büyük bir yara.
Açlık mı daha yakıcı, yoksa bu kimsesiz gece mi?
Allah’ım, kimlere verdin nimeti, kimlere çileyi?
Ey rüzgâr! Kime hizmet edersin, hangi emirle esersin?
Ey gece! Kime zindan olursun, kimleri koynunda beslersin?
Bir yanda şöminenin başında huzurun sesi yankılanır,
Öte yanda aç gözlerle bekleyiş, kimsesizlik kanatlanır.
Biri sofrada nimetle imtihan edilir,
Biri kaldırım taşlarında kaderine kilitlenir.
Bir kapı açılır sıcağa, rahmet dökülür içeri,
Bir kapı kapanır aniden, dışarıda kalır bir yoksul.
Ey rüzgâr, üşütme mazlumu.
Ey gece, saklama kimsesizi.
Ey kar, örtme açlığı.
Ey insan, unutma merhameti.
Ey insan! Şu serçeye bir avuç buğday sun.
Ey merhamet! Bin yıldır kayıp düştüğün yoldan dön!
Ey dünya! Adaletin nerede, vicdanın hangi diyarda?
Ey Allah’ım! Sen bilirsin her şeyin sırrını, hikmetini!
Serçenin duası yükselirken ilahi kudrete,
Bir gölge düşer yeryüzüne, adaletin hayaline.
Kalpleri mühürlenmiş zavallı,
Vicdanında açsın merhamet çiçeği.
Kar yağıyor, biri üşüyor, biri sıcak odasında…
Ey insan! Vicdanın nerede, yüreğin hangi tarafta?
Aydın Mertayak