Selen KARAGÖZ

Tarih: 10.01.2025 12:55

Kar sıcaktı..

Facebook Twitter Linked-in

06.45’te yetiştiğim okul servisi il merkezine doğru devam edecekti ve beni de köyün yol ayrımında aceleyle indirmişti.


Servis şoförü: “Bu havada köye giden araç olmaz öğretmen hanım.

 Ancak öğleden sonra yollar açılır.” diyerek hızla yoluna devam etti. 

Biraz şaşkın ve heyecanlı ne yapacağımı düşünürken ben de dizlerime kadar olan uzun çizmelerimle yola koyulmuştum bile..

Karlar çizmelerimi gizliyor, akşamdan sabaha yağan yoğun karın üzerinde zorlukla yürümeye çalışıyorum. Ayak izlerimi bırakıyordum karla örtülü yola. İçimde mesleğe adım atmanın heyecanı, kafamda binlerce soruyla beraber yürüyordum. O kadar çok şeyi bir anda düşünüyordum ki ne kadar yol gittiğimin farkında olmadan yaklaşık bir kilometrelik yol yürümüştüm. Dönüp geldiğim yola baktım. Açtığım izler kapanmaya başlamıştı, lapa lapa yağan kar göz kamaştırıcı, büyülü bir atmosfer yaratmıştı.

Üşümüyorum dedim kendime. Kar sıcaktı..


Evet kar yağışı ortama ısı verir ve hava yumuşar. Bu bilgiyi ilk duyduğumda garipsemiştim. Şimdi garip gelmiyordu kulağıma, ayaklarıma hatta ellerime. Bir anda kendimi sırtüstü karların üzerine bıraktım. Pamuk bir yatak gibiydi. Kollarımı iki yana açarken kısık gözlerle güneşle selamlaştık. “Kalk! dedi bana, öğrencilerin seni bekliyor.”
Hemen toparlandım. Elimi alnıma götürerek daha ne kadar yolum kaldığını anlamaya çalışıyordum.

Derken köyün camisinin minaresi gözüktü. Büyük ihtimalle de okul hemen yanında olmalıydı. Yine de yürüdüğüm kadar bir yolum vardı okula varmam için.

Ama bu defa içimdeki heyecana ne kadar yolum kaldığını bilmenin kararlılığı eşlik ediyordu.

“ Ah, kızım ah! Eski zamanda kız çocuklarını okutmazlardı. Ben okuma yazma öğrenemedim. Cahil kaldık.”
Rahmetli babaannemin sağlığında gözleri yaşlı, biraz da mahcup söylediği o sözler şimdi okulun koridorlarında yankılanıyordu. Buruk bir mutluluk hissettim. Sanki yanımdaydı ve beni seyrediyordu. (Devami Haftaya…)

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —