Geçenlerde bir karikatür gözüme ilişti; basit çizimlerin ardında derin bir mesaj barındıran bir karikatür. Bir domuz, sırtında bir çanta taşıyarak yolda yürüyordu. Bir başka domuz ona "Nereye gidiyorsun dostum?" diye sordu. Domuz ise "Her haltın yendiği ama domuz etinin yenmediği bir ülkeye!" diye cevap verdi. Bu sahne, Mehmet Akif Ersoy’un şu sözünü hatırlattı bana: “İkiyüzlüleri sever oldum çünkü yaşadıkça yirmi yüzlü insanlar görmeye başladım.”
Bu karikatür ve Mehmet Akif’in sözleri, yaşadığımız çağın bir aynası gibi. Görünüşe aldanmayan bir eleştiri, toplumun derinliklerindeki iki yüzlülüğü ve sahteliği gözler önüne seriyor. Peki, ne oldu da böyle bir dünyada yaşamaya başladık?
*Değerlerin Kayboluşu*
Modern dünyada, değerler ve ahlaki ilkeler, hızla değişen ve dönüştürülen toplumsal normların gölgesinde kalıyor. İnsanlar, kendi çıkarlarını koruma uğruna iki yüzlü davranışları normalleştiriyor. Bir yandan dürüstlük ve erdemden bahsederken, diğer yandan çıkarları uğruna bu değerleri hiçe sayıyorlar. Domuzun "her haltın yendiği" bir ülkeye gitme isteği, aslında bu ikiyüzlülüğün yaygınlaşmasını ve meşrulaştırılmasını simgeliyor.
*İki Yüzlülerin Sevilir Hâle Gelmesi*
Mehmet Akif’in dediği gibi, iki yüzlüleri sevmeye başladık çünkü yirmi yüzlülerle karşılaşır olduk. Bu, insanların sahte maskelerle dolaştığı, her bir maskenin ardında farklı bir yüzün gizlendiği bir toplumun eleştirisidir. İnsanlar, kendilerini koruma ve çıkarlarını maksimize etme adına farklı maskeler takıyor, farklı rollere bürünüyor. Böylece gerçek yüzlerini saklıyorlar.
*Maskelerin Ardındaki Gerçek*
Karikatürdeki domuzun sözleri ve Mehmet Akif’in öğüdü, bize bir gerçeği hatırlatıyor: Toplumdaki sahtelikleri fark etmeli ve bu sahteliklerin ardındaki gerçekleri görmeliyiz. İnsanların, dürüstlük ve samimiyet yerine iki yüzlülüğü seçmesi, toplumsal çöküşün işaretidir. Her birimizin bu durumu sorgulaması ve kendimize dönüp bakmamız gerekmekte.
*Sonuç*
Domuz etinin yenmediği ama her haltın yendiği bir dünyada, dürüstlük ve samimiyet gibi değerlerin yeniden canlanması için çaba göstermeliyiz. Mehmet Akif’in öğüdüyle, iki yüzlülerden bile daha fazlasını görmemize ve bu durumun farkında olmamıza yardımcı olabiliriz. Toplumda maskelerin ardındaki gerçek yüzleri görmek ve gerçek değerlerimizi yeniden kazanmak, hepimizin sorumluluğudur.