Aydın MERTAYAK

Tarih: 27.02.2024 16:00

Bilsem Sınavları: Çocuklarımızı Marka Edinme Arenası Olmamalıdır

Facebook Twitter Linked-in

T.C. Millî Eğitim Bakanlığı Bilim ve Sanat Merkezleri yönergesine göre: BİLSEM’ler okul öncesi eğitim, ilkokul, ortaokul ve lise çağındaki özel yetenekli öğrencilerin bireysel yeteneklerinin farkında olmaları ve kapasitelerini geliştirerek en üst düzeyde kullanmalarını sağlamak amacıyla yerleşim biriminin özellikleri, ulaşım imkânları ve 3 bölgesel olarak nüfusunun 100.000’den az olmaması şartı ile hizmet alması öngörülen öğrenci sayısı gibi hususlar da dikkate alınarak valiliklerin teklifi üzerine Bakanlıkça açılır. Şeklinde açıklamıştır. Bu tanım doğrultusunda;

Ülkemizde üstün yetenekli bireylerimizin bilimsel çalışabilen, çağın ihtiyaçlarına uygun buluş ve araçlar geliştirebilen bireyler olabilmeleri için onların ihtiyaç duyduğu eğitim ve öğretim hizmetleri gerçekleştirilmesinin Bilim ve Sanat Merkezlerinin' nin amaçları olduğunu söyleyebiliriz.

Bilim Sanat Merkezleri (Bilsem), çocukların potansiyellerini keşfetmelerine ve geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla kurulmuş önemli kurumlardır. Ancak maalesef, bu merkezlerin sınavları ve buna bağlı yanlış algıları, çocuklarımızı birer marka olarak görme eğilimine yol açıyor.

*Bilsem: Keşfetme ve Geliştirme Arenası*

Bilsem, çocukların yaratıcılıklarını ve yeteneklerini desteklemek için var olan önemli bir kurumdur.

Ancak ne yazık ki, birçok ebeveyn bu merkezleri sadece çocuklarını markalaştırma ve sosyal prestij elde etme aracı olarak görme eğilimindedir.

Üstün yetenekli çocukların erken dönemlerinde gözlenen özelliklerini bilim insanları şu şekilde tarif etmişlerdir.

Bebeklikte olağandışı ataklık, dili etkili kullanma, merak ve bazı konulara yoğun ilgi gösterme, çabuk öğrenme güçlü bellek, yüksek düzeyde duyarlı olma, özgün ifade biçimlerine sahip olma, yeni ve zor deneyimleri tercih etme, kendisinden büyüklerle arkadaşlık yapma, Yeni durumlara çabuk uyum sağlama, okumaya düşkün olma bu özellikler den biri veya bir kaçı varsa zaten her çocuk gibi, sizin çocuğunuz da çok özeldir. Çocuklarınızın her durumu ve haliyle gurur duyun lütfen.

Bilsem sınavları anne ve babalar tarafından yanlış algılanarak, yanlış yorumlanmıştır. Günümüzde Bilsem sınavlarına hazırlık bir pazar yerine dönüştü. Bilsem’e hazırlık kursları ortaya çıktı. Bilsem’e hazırlık kaynak kitapları yazılmaya başlandı. Sanki Bilsem kazanılması gereken bir okul !

Anne babalar yanlış tutum içine girdiler. Arkadaş sohbetlerinde gündemin ilk sırasını Bilsem sınavları oluşturmaktadır.

-“Bizim çocukta Bilsem’i kazandı.” Üstün yetenekliymiş. Demek ki annesine çekmiş…..

*Yanlış Algı: Bilsem Sınavları Bir Pazarlık Yeri Değildir*

Bilim Sanat Merkezi'ne hazırlanarak gidilmez. Öyle ki veliler maalesef bir ara zekâ testlerinin sorularını çocukları çalıştırıyorlardı. Yetmedi Şimdi sınavlar yapmaya başladılar. Çocuğun potansiyeli yüksekse zaten yüksektir. O sınavı geçer Bilim Sanat Merkezi'ne gider. Çocuğun potansiyeli yeteri derece yüksek değilse velev ki kazandı. O çocuk için iyi mi oldu? O kadar yüksek potansiyelli çocuğun içinde tek başına nasıl hissedecek o çocuk. Sen benim çocuğum zeki diye övünürken o kendini yetersiz ezilmiş hissedecek. Kendi ayakları üzerinde durmasını isterken yeri onun altından çektirmiş olacaksınız

Bazı ebeveynler, bilsem sınavlarını çocuklarını "üstün zekalı" olarak tanımlamak ve kendilerine prestij kazandırmak için bir fırsat olarak görürler. Oysa ki bu sınavlar, çocukların potansiyellerini keşfetmeye yönelik bir araç olmalıdır, pazarlık yerine dönüştürülmemelidir.

*Yanlış Tutum: Çocukları Marka Edinme Yarışı*

Anne ve babalar çocuklarını Bilsem sınavlarına sokarak kendilerine marka edinme yarışına girdiler. Çocuk sınavı kazanamazsa o çocuk hayatı boyunca telafi edilemez bir travma yaşayacak ben zeki değilim yetenekli değilmişim diye kendini asla affetmeyecek. Ebeveyn olarak buna hakkımız var mı?

Ayrıca anne ve babada oluşacak travmaya ne demeli; demek ki benim çocuğum üstün zekâlı ve yetenekli değilmiş, vah artık dünyanın sonu geldi…

Bilsem sınavlarının kazanılması, bazı ebeveynler için çocuklarını bir marka olarak görme yarışının bir parçası haline gelmiştir. Bu tutum, çocukların bireysel potansiyellerini ve kişisel gelişimlerini göz ardı etmektedir.

*Gerçek Değer: Her Çocuk Bir Dünyadır*

Her çocuğun potansiyeli farklıdır ve her biri benzersiz bir bireydir. Bilsem sınavlarının sonucu, bir çocuğun değerini belirleyici bir unsur olmamalıdır. Önemli olan, çocukların kişisel ilgi ve yeteneklerini keşfetmelerine ve bu alanlarda desteklenmelerine olanak sağlamaktır.

Çocuklarımıza yatırım aracı gibi görüp yatırım yapmak ne kadar doğru. Onların her biri ayrı bir dünya her şeyden önemlisi farklı bir insan asla bu unutulmamalı…

*Sonuç: Bilinçli ve Destekleyici Bir Yaklaşım Gereklidir*

Ebeveynler olarak, çocuklarımızı birer marka olarak değil, bireysel potansiyellerini keşfetme ve geliştirme sürecinde desteklemeliyiz. Bilsem sınavlarına bakış açımızı değiştirerek, çocuklarımızın gerçek değerini anlamaya ve onları kişisel gelişimleri için desteklemeye odaklanmalıyız.

Şu gerçek asla göz ardı edilmemelidir;

“Özel Yeteneklilik konusunda kabul edilen yüzdelik dilimi %2-3dür.” Gerçek bu….

Umarım bu yazı, bilsem sınavlarına ve çocuklarımızın potansiyeline daha bilinçli ve destekleyici bir bakış açısı sunar.

Aydın Mertayak


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —