Adeta bu dünyada her yaptığımız hareket ya başkaları tarafından yaptırılmakta yada başkalarının denetimi altında olmaktadır.
Bizlere e-demokrasi fırsatını tanıyan internet aslından başkalarının elinin altında bulunmaktadır. Bu yüzdendir ki tamamen özgür olmamız olanaksızdır.
Gelişen modern dünya da insanlar her zaman birşeye yönlendirilmekte veya birşeyleri yapması beklenmektedir. Bu sistem adeta bizi toplu bir şekilde köleleştirmektedir. Farkında olmamamızın sebebi ise bizlerin de toplu bir şekilde hareket etmesinden kaynaklanmaktadır. Öyle ki başkarı da sizinle aynı şeyi yapmaya başladığında yaptığınız şeyin doğruluğunu sorgulamazsınız. Mesela toplum tarafından oluşturulmuş etik ve ahlaki değerler toplumlar arasında farklılık göstermektedir. Örneğin Türkiye’de matem rengi siyah iken Japonya’da beyazdır.
Halbuki beyaz bizde saf,temiz ve güzellik anlamları taşıyor ama bunu Japonya’da bir kişi öldüğünde siyah bir elbise giyinip giderseniz mutlu olduğunuzu gösterir. Yani bizler aslında kendi aramızda bazı şeyleri kendimize göre yeniden anlamlandırmışız. Ama toplumsal olarak hareket ettiğiniz zaman şunu görüyoruz. İnsanlar, o yapıyor bu yapıyor diyerek başkalarının yaptıklarını sorgulamadan almaya veya kabul etmeye başlıyor. Bunların yanı sıra dünyada ki mevcut sistem ise bize bazı şeyler öğretmekte diğer yazılarımda da bahsettiğim üzere erkeklerin zorunlu olarak çalışması çok fazla çalışıp çok fazla para kazanması gerekmektedir. Kadınların ise erkeklere güzel görünmek için ellerinden gelen herşeyi yapmaları bakımlı olmaları ve alışveriş çılgını olmaları benimsetilmektedir. Bunun nedeni ise erkeğin birikim yapmamasını sağlamaktır. Çünkü birikimi olan insanın güvencesi vardır. Belli bir zaman sonra o kişi eğer elinde çok yüksek bir miktar para var ise çalışmayı bırakıp keyif yapmaya başlayabilir ve sisteme köyü örnek olur bir zaman sonra insanlar kendi ihtiyaçlarını karşılacak bir para buldukları zaman işi bırakıp kendi hayatlarının zevkini yaşayabilir. Sistemin bize öğrettiği ise ihtiyaçların sınırsız olduğudur. Her daim çok çalışman gerektiğidir. Her ne kadar çok çalışırsan senin patronun senden çok para kazanmaktadır.
Bu böyle uzayıp gider ve kapitalizmin kurucuları en yüksekte olan bireyler her daim çok kazanmaktadır. Bu sayede kendileri oturduğu yerden zengileşirken aşağıda olan bireyler daima sömürülmeye mahkum bırakılmaktadır. Bu sayede devam eden bu sistemin kusursuz olduğu söylemez tabi ki ama hiç kimse bu sisteme baş kaldırmayı denememiştir. Çünkü insanlar bu sisteme bağımlı duruma getirilmiştir. Küçük yaşınızdan bu yana bu sistemin içerisinde olduğunuzdan hayatı bu zannediyorsunuz. Eleştirici bir bakış açısıyla bu hayata bakmanın vakti gelmedi mi? Bu sistemin bir kölesi olarak yetişmek yerine yeni bir dünya görüşü benimsemek elbette yine bizlerin elinde, bunları yapabilmek için biraz cesarete ve fedakarlığa ihtiyacımız var. Türkiye’nin bilgisayara sistemi pardus olmasına rağmen bizler microsoft kullanıyoruz.
Bunun nedeni bu işletim sisteminin Amerikan malı olması ve bize bunu satmak istemeleridir. Kendimiz sistem kuruyoruz ama o sistemi kullanmıyoruz. Programların ona uygun olup olmadığını denetlenmiyor ona uygun program geliştirilmiyor. Hali hazırda birçok programın microsoftta olmasından dolayı bizler onu tercih ediyoruz.
Akıllı telefonun bile ilk çıkış nedeni insaları aptal duruma düşürüp sonrasında çok daha kolay etmek ve her yerde internetin bir parçası olmalarının sağlanmasıdır. Şu anda akıllı telefonsuz, internetsiz veya bilgisayarsız iş yapamaz duruma geldik . İnternetin olamadığını düşünemiyorsunuz değil mi evet ATM’den para çekmek dahil bütün işlemler duruyor. Kredi kartları ve nice bir çok şey özelliğini yitiriyor.
Peki bunları unutalım demiyoruz tabi ki geliştirip kendimize uyarlamamız gerekmekte ve ipin ucunu bizim tutmamız için uğraş vermemiz gerektiğini söylüyorum. Yerli ve milli projelerimiz ile dünyanın göz bebeği haline gelmemiz için elimizden geleni herkesin yapacağı umuduyla.
