15 Temmuz Darbe girişimi ve iç savaş hareketi ülkemiz için beka sorununda ne ilk nede son olacak sıcak çatışmalardan biri.
Uzun zamandır asimetrik savaş içerisindeyiz. Ülkemiz yıllardır vitrinde PKK ile özünde ise arkasındaki emperyalist güçlerle savaşmakta. Artık günümüzde savaşların vekâletler üzerinden yapıldığını bildiğimize göre bugün Suriye, İran, İran Sudan, Libya, Mısır, Katar, Somali, Venezuela, Balkanlar, Doğu Türkistan, Orta Asya ve Çin’i farklı bir gözle germek okumak zorundayız.
Biraz Yukardan bakıp bütün bunların arkasındaki karanlık aklı ve arzularını iyi bilmeliyiz.
Fırtına bulutları çoktan toplandı ve artık kasırgaya dönüşmüş bir şekilde bize yaklaşmakta. Tedbirlerimizi almalıyız.
Tanklarla halkının üzerinden geçilen bir ülke, meclisi bombalanan bir ülke, Terör örgütleri ile şehirleri bombalanan bir ülke, Kuması bu topraklarda üretilen ama dokuması yabancı tezgâhlarda dokunan hainlerin olduğu bir ülke de yaşadığımızı asla unutmamalıyız.
Unutulmaması gereken bir kural daha var.
İstihbaratın en temel kurallarından biri...
Bir ülkeyi istediğiniz gibi şekillendirmek için bir tek ata oyamazsınız.
Mutlaka iç dinamiklerini iyi belirlenir ve üç,dört,beş farklı guruba yatırım yapılır ve günün sonunda kazanan at mutlaka sizinki olur.
Ateşten gömlek Anadolu topraklarında yaşamak bedel ister. Bu bedeli de sizden söke söke alır.
Günümüz dünyasında artık kararnamelerle bir ülkenin toprağını başka bir ülkeye verilebiliyorsa ya da bir kararname ile seçilmiş bir başkan görevden alınıp başka biri göreve atanıyorsa artık söylenecek başka bir söz kalmıyor.
Bu ahvalde atılması gereken il adımlar;
İlk önce hayatta kalıp en iyi şekilde işimizi yapıp, evlatlarımızı en iyi şekilde vatan millet aşkı ile eğitmek. Bilim teknoloji ve ilk önce akla dayalı sonra iman desturu üzerine oturtulmuş bir sorgulama yapısı ile eğitmemiz gerekmektedir.
Son noktada seve seve İslam uğruna Al bayrak uğruna şehit olmak.
Nankörlük eldeki imkânları İslam’a uygun kullanmama gibi durumlar çok tehlikelidir.
Birçok kez yaşadığımız gibi çok kötü sonuçları olan durumlara düşmemeliyiz.
Yetime, öksüze ve yardıma muhtaç kadınlara yadım emek boynumuzun borcudur. Neden yardım etiğimizin açıklamasını yapmak zorunda değiliz. Yapmadığımızda Allah’a hesap vermek zorundayız.
Yüce Yaradan’dan temennim ve duam hak yol çizgisini aşmamamızdır.
Bu nedenle tecrübelerimizden eylem çıkartmamız gerekir.
Bir Müslüman aynı delikten iki kere ısırılmamalı. Ateş yangını olan dünyada İslam desturuna sıkı sıkı sarılmalıyız.
İnsanın ve doğanın yaratılışına uygun medeniyet geliştirmeliyiz.
Unutulmamalıdır ki, bizler aynı mahallenin çocuklarıyız. Bizi bir başkası asla kendi mahallesinde ağırlamaz kabul etmez.
Allah Türkü Korusun ve Yüceltsin.