Aslında bu yazımda size biraz kendimden bahsedecek ve 'Yetişin Çocuk Dövüyorlar' yazımdan sonra 'Yetişin Çocuk Yakıyorlar' yazısı yazacaktım. Malum konu, Adana Aladağ'daki yurt yangını olacaktı. Ama genlerimizle oynanıyor. Artık o kadar hızlı yaşıyoruz ki, yeni yazılar yazmak zaruri oldu.
Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, önceki akşam gittiği bir resim sergisinde uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürüldü. Öldüren bir polis çıktı ve o da öldürüldü.
Hatırlarsınız J. F. Kenedy’yi de öldüreni sonradan öldürdüler. Çünkü bu işler böyledir; adam belki açıklamalar yapar diye susturulur. Bence bu bile sorgulanmalı… Ha, artık adam şirazeden çıkmışsa ve etraftakilere de zarar verecekse, tabi ki etkisiz hale getirmek en doğru olandır ve artık zaruridir de…
Geçmişte bizim de Büyükelçilerimiz, ataşelerimiz, elçilik görevlilerimiz öldürüldü. Millet olarak büyük ıstıraplar çektik, üzüldük, ağladık. Hatta Mıgırdıç Yanıkyan adlı hain Ermeni, Baltimore Oteli'nde Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ile Bahadır Demir'i kurşunlayarak öldürdü ve Türklerin yaşamaması gerektiğini, pişman olmadığını söyleyerek hainliğini gösterdi. Sonra da PKK adlı bir oğlumuz oldu. O eli kanlı örgüt, 33 yıldır ülkede kan akıtıyor.
Türkiye son bir yılda irili ufaklı tam 26 saldırı yaşadı. En sonuncusu, geçen Cumartesi günü Kayseri’de gerçekleşti ve 13 vatan evladı, toprağın kara bağrına uğurlandı. Bunlardan birisinin, Uğur Korkmaz’ın cenaze törenindeydim Pazartesi günü. Rize Sahil Camisi hıncahınç doldu. Soğuğa rağmen, Binlerce insan şehidini son yolculuğuna uğurladı.
Şehit Uğur Korkmaz, henüz 20 yaşındaydı. Ne hayalleri vardı kim bilir. Evlenecekti, yuva kuracaktı, belki 80, belki 100 yıl yaşamayı hayal etmişti. Hiç düşündünüz mü, 100 yaşında ölmek ister misiniz mesela, 200, 500… Hayır ama Allah’ın hepimize biçtiği bir ömür vardır ve ecelimiz gelince canımızı teslim edeceğiz çaresiz. Fakat hayallerimiz hep çok uzun solukludur.
Şehit erin babasıyla göz göze geldim dün. Taziyeye, evine gidenlere, “Burası cenaze evi değil düğün evidir. Bugün benim bayramım var” diyor. Anne de metanetini korudu cenaze boyunca. Belli ki, eli kanlı katilleri sevindirmek istememişlerdi ama içlerini bir kendileri bir de Allah bilir. Siz hiç yakınınızı hem de bu yaşlarda bir yakınınız kaybettiniz mi? Üstelik teröre kurban verdiniz mi? Bu sadece bir ironidir yoksa böyle bir isteğimiz yoktur. Ama çok acıdır bu.
İmam, helallik isterken, yıllar önce yine böyle bir şehit cenazesi sonrasında yazdığım bir dörtlük aklıma geldi.
Adettendir helallik istiyor denir meyyit (ölü)
Musallaya bu sefer getirildi bir şehit
İmam azarlar gibi seslendi cemaate
Acep helal etti mi hakkın size şehit
O helallik isteme anında, herkes bir ağızdan ve yüksek sesle “helal olsun” derken, benim aklım yine yıllar öncesine gitti ve “asıl şehit bize hakkın helal etsin” dedim içimden.
Türkiye, içerde ve dışarıda büyük bir mücadelenin içinde. Bir yandan topraklarımız dışında bir bilinmezle savaşırken, bir yandan da evimizin içi diyebileceğimiz kendi topraklarımızdaki hain unsurları temizlemenin derdindeyiz. Allah askerlerimize, polislerimize kuvvet versin, iradelerini kavi kılsın.
Esas olaya dönelim tekrar.
Rus Büyükelçisinin öldürülmesine yönelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her şeyden önce bu saldırıyı, ülkemizdeki Rusya Federasyonu Büyükelçisi nezdinde Türkiye’ye, Türk Devletine ve Türk Milletine yapılmış olarak görüyoruz. Karlov suikastı, Türk-Rus ilişkilerine yönelik açık bir provokasyondur.” diyor.
Burada, Rusya’nın olaya sağduyu ile yaklaşması beklenmektedir. Zira daha bir yıl kadar önce, uçak düşürme olayından sonra gerilen ilişkilerde, yeni bir döneme girildi ve bir bahar havası yaşanıyor. Bu süreç zarar görmemelidir. Şu ana kadar Rusya’dan gelen açıklamalar da bu yöndedir. Tabi ki olay daha çok yenidir ve önümüzdeki günlerde neler yaşanacağını birlikte göreceğiz.
Bugün Rusya, Türkiye ve İran Dışişleri Bakanları, Rusya'da bir araya gelecek ve Suriye konusunu masaya yatıracak. Bu saldırı, bu açıdan da çok önem arz etmektedir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Olayın aydınlatılması için Rusya ile birlikte çalışacağız. Bu çerçevede bir ortak soruşturma komisyonu kurulmasında mutabık kaldık.” sözü, şimdilik, Rusya’nın bu suikasta, teenni ile yaklaştığını gösteriyor.
Büyükelçi Karlov’u tanımam, hiçbir yerde karşılaşmadık ama bir suikast sonucu öldürülmesi, beni derinden yaraladı. Bir sineğin bile öldürülmesine razı gelmeyip, belasını başkasından bulsun diyerek onu kovalayan birisi olarak, bir insanın haksız yere öldürülmesi beni çok üzer. Haklı yere öldürülmesine bile razı değilim, eceliyle ölsün herkes.
Son söz olarak şunu söyleyebilirim: Önceki hafta İstanbul Beşiktaş’ta, geçen Cumartesi günü Kayseri’de dün de Ankara’daki bu saldırıların amacı da sonucu da aynıdır. Birlik ve beraberliğimize kasıt vardır burada ve bu oyuna kesinlikle gelmemeliyiz. Normal işlerimize devam edeceğiz, kimseyi sevindirmeyecek ve fakat her daim tetikte olacağız.
Muhabbetle efendim!