Kapitalist sistemin sonuna yaklaştığımız bu yıllarda dünyada köklü değişimler olacak.
Dünyadaki büyük olayları incelediğimizde gezegenlerin konumlandırması ile paralellik içermekte.
Belirli döngüler üst üstte geldiğinde isyanlar, savaşlar, kıtlıklar, köklü sosyal değişiklikler ve insana dair sosyolojik değişimler olmakta.
Yine bu döngülerin birinin daha içindeyiz, 2030 da ete kemiğe bürünmüş bir şekilde yeni girdiğimiz bu yolda yürüyor olacağız. Bu yürüyüş muhtemelen kırk elli yıl sürecektir.
1990 lar da düşünce kuruluşlarının ve yazılı görsel basının ufak ufak konuya girişler yapmaya başladığında bu denli planlı bir organizasyon olduğunu görmek çok mümkün değildi.
Pandemi ile birlikte oluşan ortam “ korku, kaos ve ekonomik çöküş” aslında planlı yada plansız olsun...
Bu köklü değişimlerin alt yapısını hazırladı.
İnsanlık için yenir bakış ile gelecek yüz yıllar biz katılalım katılmayalım şekillenecek.
Bu yeni sistemlerin içersin de ulus devletler olur mu olmaz mı? Yapılar ve kurumlar nasıl evrimleşir bunu insanlık yaşayarak görecek.
Dere beyliklerden, imparatorluklara oradan milliyetçi akımlarla ulus devletlere giden yolda, iki kutuplu dünya düzeninin ardından sahnenin önünde insanlığın yüzde doksanına izlettirilen oyunda tek dünya devletine adım adım ilerliyoruz.
Kendilerini asil soydan geldiğine inananların kurguladığı bir oyun bu.
Geri kalan insanlığın köle olamaktan başka seçeneği olmadığına inanan ve tanrıcılık oynayıp kimin ölüp kimin yaşaması gerektiğine karar vermek isteyenlerin oyun kurgusu.
Gıdalar, teknoloji, insana dair yaşam standartları ve genetik yapımız bu değişime uyum sağlaması için uzun yılalardır şekillendiriliyor.
Önümüzdeki on beş yılda son yüz yılda teknolojinin geldiği nokta onlarla çarpılarak hayatımıza girecek.
Bu noktada ezelde Murad edilen ademoğlun misyonu sorgulanacak.
Bir yol ayrımına gidilecek.
Eşyanın ve canlıların yaradılış tabiatına uygun bir medeniyet kurabilecek miyiz? “ Nuh tufanında bunu başaramadığımız ortada.” Yoksa ezeli düşman iblis ve Şeytan komitesi bir kez daha maçın son dakikalarına önde mi girecek.
Anadolu toprakları her daim maçın son dakikalarına girildiğinde oyun skorunu değiştiren yer olma özelliğinin korur.
Bu topraklara yaşayan halklar skor tablosunu belirleyecek.
Bunun için bizlerin bir an önce yaradılışımıza uygun bir medeniyet inşa etme vakti gelmiştir.
Teknoloji üreten, yaşama ve bilime, gelişime yön veren ademoğluna yakışır bir adaleti sağlayan bir medeniyet.
İnancı, bilgisi, becerisi ve ademoğlu olan bin kişi ile yedi yılda tüm kurumları ile ayakta ete kemiğe bürünmüş bir şekilde ortaya çıkartılır.
İman varsa mutlaka Umut vardır.