Belki de üzerine en fazla düşünüp kaygılandığımız şeydir, hayat. Daima listemizin ilk sırasındadır. Güzel yaşamak, mutlu olmak vs. herkes bir şekilde bu hayattan tat almaya çalışıyor. Ama herkes çok farklı şekillerde birçok imtihana tabi tutuluyor.
Çevrenizdeki insanların hayatına bakın, bir an için kendi hayatınız puslu bir perdenin ardında kalsın. Yaşadıkları sıkıntıları sentezleyin. Karşılaştıkları zorlukları düşünün. Her biri bir başka problem ile başa çıkmaya çalışıyor. Herkesin şikayeti başka mutluluğu da başka. İnsanların bu zorluk ve mutlulukları, karşı karşıya kaldıkları her şey hayatı oluşturuyor. Bir yapboz gibi adeta, tüm hissiyatlar birer parça ve tablo hayatı anlatıyor.
Bazı pişmanlıklar en güzel mutlulukların belirleyicisidir. Yer yer yaşanan olumsuzluklar aslında, gelecek olan mutluluktan alınacak olan hazzı artırmaya çalışmaktadır. Bu serüven tekdüze asla devam etmiyor. Sürekli inişli çıkışlı bir serüven içerisindeyiz. Yani her şeyden eli ayağı çekip bir dağ başına yaşama fikri edinsen ve bunu hayata geçirsen, orada sessiz sakin bir hayat sürsen, biraz ekin ekip, doğa ile iç içe yaşasan ve insanlardan uzak dursan nasıl olur acaba. Belki kuraklık ekinini perişan eder ya da vahşi hayvanlar kâbusun olur. Olmadı yıldırımlar yağar gökyüzünden ama sen rahat edemezsin. İslamiyet'te Hz. Muhammed (s.a.v.) in adı cennet kapısında yazılı denir. Alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberdir. Ve bu dünyada çocuklar tarafından taşlanmıştır. Tabi onlar orada maşa idi. Yalnız, olaya bakınca, alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamber bile bu dünyada çekmediği sıkıntı, dert, keder neredeyse kalmamıştır. En büyük zorluklar ona verilmiştir. Söylemek istediğim eğer sonraki yaşamda cenneti görmek istiyorsan bu dünyada cenneti beklemeyeceksin, her türlü imtihan farklı şekiller alarak insanın önüne serilmeye devam edecek. Yüzler değişecek, bir bir silinecek tarih sahnesinden ama roller birbirini tekrarlayacak. Babasına benzemiş, dayısına benzemiş ya da aklınıza hangi tabir geliyorsa onu söyleyecekler insanlar birilerine benzer ya da birilerini rol model alarak büyür ve ardından sınavı başlar. Yaşamı boyunca ya kendi başkaları için sınav olur ya da başkaları kendi için ama bu sınav ölümden önce asla sona ermez. Bizler yılları gözümüzün önünden geçiririz ve bu saniyeler sürer. O esnada yüzümüzü ekşiten ya da güldüren olaylar bu serüvenin yapboz parçalarıdır. Ve bu parçalar bir tabloya dönüşür ve güzel olması ise yalnızca görecelidir.