9180,81%-3,57
39,43% 0,23
45,56% -0,35
4331,00% 1,10
6870,40% 0,00
Bir zaman vardı ki, adaletsizlik alnımıza yazılmış bir kefen, yoksulluk sırtımıza giydirilmiş bir hırka, yasaklar ise damarlarımıza salınmış bir zehirdi. Gençliğimiz, hakikatin peşinde birer meczup gibiydi. Karanlığın duvarına “Hak! Hukuk! Adalet!” yazdık çivilerle. Biz sustukça, biz yürüdükçe barikatlar kuruldu. “Aynı gemideyiz” diyenler vardı; ama birinin kamarası saray, ötekininki ambar oldu.
Tahtlara oturan onlar oldu, eşiğe konan biz. Biz, soğan ekmeğe kanaatkâr; onlar, sofrada tabak seçen… Bize siyah-beyaz hayat; onlara renkli hayaller düştü. Yeşilçam’dan öğrendik: Fakir sevinmeli, zengin mutsuz olmalı. Oysa bize sabrı değil, susmayı ezberlettiler.
Derken bir ses… Sıradan değil; sükûtun içinden doğan bir haykırış! “Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklar!” dedi. Üç Y’ye kılıç kuşandı. Halk, gölgede kalan ekmeği görünce ışığa koştu. İnandık, yürüdük. Bedel yine bizimdi; ama bu kez yürüyüşte kutlu bir dava vardı. Söz kalpten çıktı; istikamet halkın gönlüydü.
Uzun bir adam… Uzun, çünkü gölgesi değil, gayesi büyüktü. Fakirin dizine diz çöken, halkın çorbasına kaşık sallayan… “Monşerizm rafa kalktı,” dedik. “Halk özne oldu,” dedik. Bürokrasi ve siyaset, halkın ayağına gitti. Bir fikir, bir meşale gibi dilden dile dolaştı. Umut, ekmek gibi bölündü. Davamız tabelalarda değil; zihinlerde yazıldı.
Derken… Derken bir kırılma. Ne olduğunu kimse tam olarak söyleyemedi. Bazıları bu kutlu davanın gölgesinde kendi ikbalini büyüttü. Kibir, kaleyi içten fethetti. Gölgesi kendinden uzunlar türedi. Nefesleri cehalet, bakışları tahakküm kokuyordu.
Liyakat arka sıraya alındı. Samimiyet, ceketinin düğmesini ilikleyemeden kapıdan çevrildi.
Dava, bir kişinin değil; bir hakikatin davasıdır. Onu savunmak yalnızca methiyeyle değil, hesapla ve istikametle mümkündür. Dava adamı, menfaatten rızaya koşar; koltuğa değil, secdeye kapanır. Davaya nankörlük edenler varsa, önce kalplerinin pusulasına baksınlar.
Ama biz hâlâ buradayız!
Sayımız tarihin şahitliğine kaydolmuştur. Gönüllerdeyiz, duadayız. Üç Y yalnız değildir!
Vesselam.
Aydın Mertayak