9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55
“Vefa ”Tının 96. Yılı Anısına Bir Cesur Yürek İpsiz Recep (Emice)
Recep Reis, çocukluğundan ölümüne kadar İpsiz Recep diye anılırdı. “İpsiz” lakabının nereden geldiğine dair iki farklı anlatım bulunmaktadır. Haziran 1953 tarihli Kuva-i Milliye Ruhu dergisinde yer alan “Milli Mücadelede Kocaeli” isimli makalede kendisinin milli mücadeleye katılmadan önce ipsiz sapsız (düzensiz ) bir yaşantısı olduğunu belirterek “Karasu’da bir İpsiz Recep ortaya çıkıyor, hayır mı şer mi, ne yaptığı bilinmiyor,” deniyor. Buradan anlaşıldığı gibi İpsiz Recep’i konu alan tarihi bazı belgelerde milli mücadeleye katılmadan önceki yaşantısı göz önüne alınarak kendisine “İpsiz” lakabı takıldığı kastedilmektedir. Yazar Süleyman Kazmaz ise Recep Reis’e “İpsiz” lakabının takılmasını şöyle anlatmadır: “Erkek çocuklarının olmaması babasını üzmektedir. Recep Reis doğunca kendisinin üzerine titremiştir. Nazar olur endişesi ile çevresine karşı onu önemsemiyor görünmek için oğluna “İpsiz” diye seslenirdi.” İpsiz Recep genç yaşında çalışmak için İstanbul’a gider. Yelkenli teknesiyle Boğaziçi’nde çalışmaya başlar. Yanında çalışanlara eziyet eden Rum ve Ermenileri zararsız hale getirir. Orada çalışmalar sırasında huzuru temin eder. İpsiz Recep, bu tür çıkışları, haksızlığa tahammül edemeyen karakteri nedeniyle çevresinde sayılır, sevilir, cesareti takdir edilerek “İpsiz” lakabını alır.
Karasu Ve Civarı Ona Emanetti
İpsiz Recep’in huzuru temin edip çalışmaya başladığı zamanlarda İstiklal Harbi patlar. İpsiz Recep on beş arkadaşı ile birlikte İstanbul’dan ayrılıp Kefken Adası’na gelir. Arkadaşlarıyla birlikte dinlendikleri sırada yabancı bandıralı bir geminin kendilerine doğru geldiklerini fark ederler. İyice yanaştıkları zaman geminin Fransız olduğu anlaşılır. On beş arkadaşlarıyla birlikte gemiyi çevirip, teslim alırlar. Gemiyi Sakarya Nehri’ne kadar getirip zamanın Karasu Bucak Müdürü’ne teslim ederler. Geminin arpa yüklü olduğu görülür. Bu hareketinden sonra İpsiz Recep, Karasu’da karargah kurup Ankara ile irtibat sağlar. Ankara kendisine milis kuvvetleri komutanı olarak yüzbaşı rütbesi verir. Bundan sonra İpsiz Recep’in etrafında 1.800-2.000 kişi kadar genç toplanır. Bu gençlerin katılmasıyla İpsiz Recep, Karasu ve civarının savunmasını ele alır.
Rizelilerin Unutulmaz Emicesi
İpsiz Recep doğruluğu, dürüstlüğü ve mertliği sayesinde insanların takdirini toplayıp sözü geçen kişi durumuna gelmiş, halk kendisine “emice” ünvanı vermiş, İpsiz Recep’in bu durumunu tespit eden Ankara, emrine üç istihbarat subayı vererek harp hali ve şekli üzerine nasıl hareket edeceğine dair emirler göndermiş. İpsiz Recep aldığı emir gereğince Karasu’ya saldırmak üzere hazırlık yapan Yunan ordusuna karşı hazırlığını yapıp Karasu’ya girmesine mani olmak üzere taarruza geçerek Yunan kuvvetlerini püskürtmüş, bozguna uğrayan düşmanı takip etmek amacıyla Geyve Boğazı, Bilecik, Eskişehir milis kuvvetlerine katılıp yardım ederek başarı sağlamış, İstiklal Savaşı’nda gösterdiği başarıdan dolayı kendisine İstiklal madalyası verilmiştir. İstiklal Savaşı’nda iç ve dış düşmanlara karşı milli duygularla dolu olarak saldıran, bu konuda anlayış gösterenlerin yardımlarından yararlanan İpsiz Recep ve mahiyetindeki milliyetçiler amansız bir mücadele ile Yunan ve Çerkez Ethem kuvvetlerinin herhangi bir şekilde zarar vermelerine engel olmuşlardır. Düşman, denizden bombalarla dağları dövmüşse de çıkarma yapma imkanı bulamamıştır.
Tilkinin Pazarda İşi Yoktur
Ömrünün son yıllarını karısıyla birlikte Karasu'daki köyünde geçiren İpsiz Recep, Atatürk tarafından vatana olan hizmetlerinden dolayı ödüllendirilmek istenmiş, ancak vatan aşkı ağır bastığından parayı kabul etmemiştir. Rizeli Recep Reis, siyasete girmesini isteyenlere “Biz işimizi tamamladık efendiler. Savaşta dik duran başımızı siyasette eğdirmeyiz. Tilkinin pazarda işi yoktur” diye cevap vermiştir.
İstiklal Savaşı’nda her türlü zorluğa karşı mücadelesini sürdürüp, milli duygularının sesine göre fedakarlıktan çekinmeden başarı gösteren İpsiz Recep, 1928 yılında Yenimahalle’deki evinde ölmüş, vasiyeti üzerine naaşı, Karasu Şehir Mezarlığı’na defnedilmiştir. İpsiz Recep’in kişiliğini tanıyan, iyiliğini unutmayan, yardımı borç ve görev sayan Karasulular tarafından hizmeti ve kişiliğine yaraşır mezarı muhteşem görünüşü ile göze çarpmaktadır.
Vefa Bir Semt Adı Değil Rize Vakfı’ndan İpsiz Recep’e Vefa
İpe uzanmış boynunu hiç bükmeyen ve asla baş eğmeyen bir deli fişek. Başkaları için yaşayıp, ülke istiklalini, kendi istikbaline yeğ tutmuş tam bir Eski zaman Bey'i İpsiz Recep Rize için büyük önem taşır. Tabi bu önemi sırf kurtuluş cumhuriyeti Atatürk’ü anımsattığı için “kurtuluş yok” diyenler ve bu nefret sözünü söyleyeni kendilerine rehber edinenler bilemez. Rize Vakfı iftarındayız. Usta yazar Ergün Hiçyılmaz’ın Kaldırın Silahları Şafak Boyu İpsiz Recep kitabı davetlilere ücretsiz dağıtılıyor. Gurur duydum alkışladım Rize Vakfı’nı.
İpsiz Recep’e Vefa Milli Mücadeleye Vefadır Kurtuluş Yok Diyenler Bunu Bilemez
Orhan Keçeli Başkanın Rize Vakfı’nın atalarımıza, İpsiz Recep olan vefası çok eskilere dayanır. Rize’de İpsiz Recep heykelinin yapımı, ölümünün
ardından uzun zaman geçmesine rağmen nerdeyse adına hiçbir şey yapılmamış İpsiz Recep'in Hayatını kitaplaştırılması üstelik bu işi alanında ünlü bir isim olan Ergün Hiçyılmaz’a yaptırılması Karasu’daki mezarı yaptırılması Keçeli Başkan’ın ve Rize Vakfı’nın vefasının en güze örneğidir.. .
Siz Benden Karasu’nun Tapusunu İstiyorsunuz
Rize Vakfı Başkanı kendisine oldukça mutlu eden ve hüzünlendiren bir İpsiz Recep anısı şöyle gerçekleşir; “Keçeli ve beraberindekiler Karasu Belediyesi’ni ziyaret eder. Keçeli Başkana İpsiz Recep’in mezarını Rize’ye taşımak istiyoruz. Bu konuda bize yardımcı olun” der. Aldığı cevap aynen şudur: “ Siz benden Karasu’nun Tapusunu istiyorsunuz. Her konuda size yardımcı olabiliriz ama bu konuda olmaz”. Başkan Keçeli bu cevabı İpsiz Recep ve Muharrem Keçeli gibi kurtuluşa yürek koymuş bir neslin evladı olmanın gururuyla sevinçl3e karşılamış…
Ayrıca Rize Üniversitesinin kurtuluşunda Rize Üniversitesi adını tarihe gömenlerin zerre katkısı olmaz iken Rize Vakfı üç fakülte ile yola çıkan Rize Üniversitesi’nin kuruluşunda başrolde yer almıştır. Katkılarından dolayı İpsiz Recep’in torunu Doç. Dr. Emin Gürses ve Yazar İbrahim Balcı'ya teşekkür ediyoruz. Onun için kaleme aldığım bir şiirimi sizlerle paylaşıyorum
İpsiz Recep Ve Çılgın Tayfalar
Rüzgar esti, gene coşti dalgalar
Yelkenler yirtilur, batar takalar
İpsiz Recep ile çilgin tayfalar
Destan yazdiler hep ibret doli
Bu vatandan geçmez düşmanun yoli
İpsiz Recep halka dağıtur aşi
Vatana fedadur kellesi başi
Savaşta inletur o daği taşi
Yiğitlerle doli hep saği soli
Aşa aşa gelur dağlar belinden
Tüfeği hiç duşmez onun elinden,
Karasu beldesi, Rize ilinden
Sağlam mayalidur habu lazoğli
Vatan millet içun o cenge düşti
Şahadet aşkiyla yandi tutuşti
Sanmayun gördüği hayaldi, düşti
Zafere gidiyor bu işun soni
Yurdun her yanini sarmişti duşman
İpsuzi görince oldiler pişman
Kurdi çetesini vermedi aman
Asi du cilgin du kim tutar oni
Fatih Sultan KAR / İST