SOSYOLOJİK DEPREM HER GÜN HER AN 12 ŞİDDETİNDE
Farkında mıyız! Toplumsal değerlerimizi tehdit eden yabancılaşma ve sosyal çürüme gündelik yaşamın tüm alanlarına bir virüs gibi yayılmakta ve anomiye işaret etmektedir.
Geleneksel değerlerimizin içi boşalmakta ve örselenmekte haram-helal, hak-adalet, iyi-kötü ve doğru-yanlış gibi kavramlar her geçen gün sıradanlaş maktadır.
Kendi kimliğine mesafeli, özünü reddeden ve kutsal değerlere saldırarak alçalan ve acze düşenlerin sosyal medyada ki görüntüleri sorunun boyutlarını gözler önüne sermektedir.
Değerlerden uzak, hazcı ve sorumsuz davranış ve hayat biçimleri kamusal alanı her geçen gün rahatsız etmekte, güvenliğimizi ve geleceğimizi tehdit etmektedir.
Yozlaşmanın su yüzüne çıkan ve her açıdan bizi kuşatan örnekleri ile yüzleşmeden bu kuşatmadan çıkmamız mümkün değildir.
Dahası ben merkezci ve kendi çıkarları peşinde koşan insan modeli ile demokrasinin, hukukun ve bir arada yaşama imkanlarının ilerleyeceğini ummak büyük bir yanılgıdır. Başka bir ifade ile yozlaşma ve sosyal çürümenin derinleşmesi, kökleşmesi, sistemleşmesi ve çeşitlenmesi bir beka sorunu haline gelmiş durumdadır.
Yapanın yanına kalmamalı, toplumsal ve kamusal ahlakı iyi örneklerle güçlendirmelidir. Sosyal çürüme ve yozlaşmaya karşı ahlaki bir duruşa, iradeye ve ahlak davasına ihtiyacımızın olduğu aşikardır.