Bir bayram günü rahatsızlandım, hastaneye kaldırıldım.
Hastane derken, aynı zamanda araştırma hastanesi.
Ne araştırma ama, aslında bizde bir insan olarak biraz araştırma yapsak mı?
Yok yapmayalım araştırmayı buradakiler yapsın, biz nefsimize irademize sahip olalım yeter.
Buradakiler çok güzel araştırıyorlar inceliyorlar araştırırken incelerken, içinde bütün tatlandırıcı guzellestiren her şeyi ekliyorlar.
Nereden bahsediyorum;
Rize Araştırma Hastanesi KBB bölümünden bahsediyorum.
İlk karşılayan Caner adında genç bir doktor, baktı inceledi karar verdi.
" Sağlığınız bizim için önemli dedi, gönderemen yatırmam lazım, riske giremem, kontrol altinda olman lazım " dedi.
Hasten yatışımıda yaptı.
Doktorluğunun yanında, bir arkadasdı, bir kardeşti, o gitti diğeri geldi.
Her geçen gün her gecen dakika diğerleri geldiler, asistandan profosorüne kadar ben onları tanıyınca, bir sıralama yaptım.
Asistan kuzen gibi, Doktor arkadaş, Doçent amca, Uzman baba, Prof dede gibi.
Öyle değerliydi ki hepsi ilgileri alakaları ve kendileri ya hemşireler ailenin en renklileri gibiydiler.
Ben bu ilgileri her gördüğüm dakika utandım, utandım utandım.
Neden mi utandım?
Bu saydığım alt kademeden en ust kademe bizim için yetişmiş ve yetişmek için uğraşıyor.
Bir sivilceyi kanayan büyük bir yara gibi görüp önlem alıyolar.
24 saat kesintisiz çalışıyorlar Yok çalışma kelimesi onlara göre değil.
Bizim için çabalıyorlar, bir kişi daha nasıl kurtarırız onun çabası içindeler.
Oysa bizde öyle bir ruh ve grup modeller var ki, bu aileye el kaldirabiliyor hakaret edebiliyor kabadayılık taslatabiliyor.
Her türlü hakareti edebiliyor anladınız mı neden utandım diye,
Lütfen bir doktor öyle kolay yetişmiyor onlar sizin için bizim için varlar.
Hemşerisinden doktoruna kadar, hizmetcisinden hizmetlisinekadar saygı duyalım.
Hüseyin YILMAZ