9951,65%1,11
35,94% 0,22
37,13% -0,56
3306,95% 0,34
5351,06% 0,41
Kelebekler Kanatsız Doğar
Kelebekler, doğuşun ve dönüşümün mahrem sırdaşı… Zannedilir ki her kelebeğin hikâyesi, rengârenk kanatlarını açtığı o sahneyle başlar. Lakin hakikatin oyalı yüzü, bambaşka bir fasıl açar önümüze: Her kelebek, kanatsız doğar!
Tırtıl dediğimiz, dünyanın en mütevazı mahlûku… Toprağın üzerinde sürünen, küçüklüğüyle göze çarpmayan bir aciz varlık. İnsan onu görür de geçer, dikkat etmez. Ama işte burada, bir sırrın ilk kelimesi saklı: Kelebek, tırtılın içindeki büyük hayalin adıdır.
Tırtıl, toprakta sabırla yürür. Çamura bulanır, dallara tırmanır, kimseye şikâyet etmeden kendi yükünü taşır. Derken bir gün, Rabb'in rahmeti ona bir iplik verir. İpliği örer, bir koza yapar kendine. Kozasına çekilir ve kendini yitirdiği o daracık mekânda, yeniden var olur. İşte burada, insanoğlunun da kulağına üflenen hakikat başlar: Dönüşüm sancısız olmaz!
O daracık koza, yalnızlıkların ve içsel savaşların sahnesidir. Tırtıl, karanlıkta varlığını sorgular. Hangi topraktan geldim, hangi göğe yükseleceğim? Sorular içinde kıvranırken, kendisini bekleyen kanatlar biçim bulur. Ama bu kanatlar, bir ödül değil, büyük bir yükümlülüktür. Artık o, toprağa bağlı bir mahlûk değil, göklerin şairidir.
Kanatlar, sabırdan dokunmuş, gayretten örülmüştür. Tırtıl bu sancılı yolculuğu yaşamadan kelebek olamaz. Ve insan da, kendi kozalarına çekilmeden hakiki anlamını bulamaz. Bugün milyonlarca insan, tırtıl gibi sürünürken, kanatlarını unutmuş bir halde yaşar. Kozasına çekilmeye cesareti olmayan insan, hayatı bir ezberden ibaret sanır. Oysa her ruh, kanatsız doğar ve ancak acılarla, düşüşlerle ve o ilahi tefekkürle kanatlanır.
Kelebek, gökyüzünde bir anlığına süzülen renkli bir masaldır. Ama o masalın temelinde, bir ömürlük sabır, azim ve içsel bir mücadele yatar. O hâlde ey insan, kendi kozandan korkma! Çünkü kanatsız doğmak bir eksiklik değil, kanatlarını kazanacağın büyük bir yolculuğun başlangıcıdır.
Hakikat bir kelebeğin ömründe saklıdır: Kısa, ama hakiki… Topraktan göğe uzanan bu hikâye, sana da kendi yolculuğunu hatırlatır. Unutma, her kelebeğin bir tırtıl geçmişi vardır ve her insanın kanatlarına kavuşması için bir kozası olmalıdır.
Bugün, hızla akan modern dünyada, kozamıza çekilmek kolay değil. Sessizleşmek, durup düşünmek, kendimizi anlamaya çalışmak genellikle ertelenir. Fakat bilmeliyiz ki, gerçek dönüşüm dışarıda değil, içeride başlar. Zihnimizin ve ruhumuzun sessizliğinde büyür.
Ey insan! Hayatın zorlukları seni yıldırmasın. Çünkü her düşüş, seni gelecekteki yükselişine hazırlar. Kanatlar, sancıyla dokunur, sabırla güçlenir. Kozanın karanlığı seni korkutmasın; orası senin en hakiki şekline kavuşacağın yerdir.
Unutma, kelebekler de kanatsız doğar. Ama her tırtılın içinde gökyüzüne ulaşma arzusu saklıdır. Hayatın yüklerini bir ezber gibi taşımak yerine, o yükleri seni güçlendirecek birer vesile olarak gör. Çünkü kanatlarını kazanacağın gün, sabrının ve gayretinin ödülüdür.
Ve bir gün... Kendi rengârenk kanatlarınla gökyüzüne süzüldüğünde, her şeyin anlam kazandığını göreceksin.
Ne demiş büyükler: "Sabreden kimse, iki cihanda da kanatlanır."
Aydın Mertayak