10025,47%0,77
35,14% -0,01
36,59% 0,01
2956,43% -0,70
4790,58% -0,09
Hayatı Ucuza Yaşamak
Bugün sabahın köründe işe yetişmek için yollara düşmüşüm. Ayaklarımın ucunda, gözlerim yerde, Rize’nin o puslu havasında TOKİ AVM karşısında bir yaya geçidinde karşıya geçmeye çalışıyorum. Karşıdan bir servis aracı geliyor; bir eli direksiyonda, diğeri de öfkeli kornaya yapışmış. Şöyle bir durup düşündüm: Adam, "Bugün kimlerin kulaklarını çınlatayım?" diye sabah kahvaltısını yaparken mi karar verdi acaba?
Korna sesiyle birlikte irkildim ve hızla gelen araç duracak mı diye beklerken birden araç kapısı açıldı. İçinden, Karadeniz’in o sert havasında yoğrulmuş, ince bıyıklı bir hemşehrim indi. Hışımla bana doğru geliyor:
“Ha bu yol benim, ne edeysun burada!” dedi.
“Yahu, burası yaya geçidi,” dedim sakince. “Siz biraz daha dikkatli olsanız?”
“Gardaşum, ya fren tutmasaydı?” diye bağırdı.
Bir an afalladım. Şimdi bu, kendini mi haklı çıkarıyor yoksa Allah’a mı güveniyor, çözemedim. “Fren tutmasaydı?” dedim kendi kendime. Demek ki arabalarımız bile ‘kısmet’ ile çalışıyor. Bu cevap o kadar büyüktü ki, ne söylesem eksik kalacaktı.
İşte biz böyle yaşıyoruz. Her şey kader, kısmet, nasip. Saçak altından geçerken yukarı bakmak gereksiz; çünkü ya saksı düşmeyecek ya da düşerse "kaderimizde varmış." Elektrik çarpması mı? “Topraklama yokmuş,” deriz, geçeriz. Yolda çukura düşmek mi? “E, belediye yetişememiş işte, ne yapalım?”
Frene güvenmeyen bir şoföre emanetiz; ama otobüste sohbet açılırsa herkes, "Bu millet çok cesur," der. Tabii cesuruz, çünkü başka çaremiz yok.
Güler misin, ağlar mısın?
Ucuz hayat: ömür boyu kredi kartına taksit!
*Aydın Mertayak*