Halk Hekimi Hüseyin Kurtuluş (1871-1955)
Babası Hordoloşoğlu Kadir’dir. 1871 yılında Dülgerli köyünde doğdu. Çevresinde “halk hekimi” olarak ünlenmesine askeriyede sıhhiye olarak çalışıp mesleğin inceliklerine vâkıf olması sebep olmuştur.
Süveyş Kanalı’nda sefer yapan Hicaz Askerî Gemisi’nde on sene boyunca görev yaparken hac farizasını yerine getirmiş, bundan sonra çevresinde Hacı Hüseyin olarak anılmıştır.
Hacı Hüseyin, Çanakkale ve Suriye Cepheleri de dâhil olmak üzere on beş sene boyunca Osmanlı Ordusunda sıhhiye memuru olarak çalışmıştır. Yanında yapılan ameliyatlara şahit olunca alaylı bir hekim olarak köyüne dönmüştür.
Bundan sonra çevreden hasta olanlara tedavi uygulamış ve ünü yayılmıştır. Yarayı iyileştirmek için üzerine toz şeker dökmesiyle meşhurdur. O zamanlar fakirlik sebebiyle evinde şeker bulunduranlar yok denecek kadar azdır. Of ilçesi civarından bile yarasına koymak için Hacı Hüseyin’e gelip bir kaşık şeker alanlar olmuştur.
Hacı Hüseyin’in çok defa ustaca ameliyatlar yaptığı da vâkidir. Bir defasında Çağlayan köyünden Battaloğlu İbrahim, sapları kesilmiş mısır tarlasında çelinin[1] üstüne düşünce kolundaki bol eti çapraz şekilde kesilir. Açılan yer, içine iki parmak sığacak kadar büyüktür.
O tarihte doktor bulmak imkânsız gibi bir şey. Ailenin aklına yörenin hekimi Hacı Hüseyin gelir. Küçük İbrahim, Hekim Emice’ye götürülür. Hekim, hemen hazırlıklara başlar. Yara dikilecektir ama uyuşturucu veya morfin henüz buralara kadar ulaşmamıştır. Hekim Emice hazırlıklarını tamamlayınca orada bulunanlara İbrahim’i tutmalarını işaret eder. Her şey hazır olduktan sonra Hekim Emice İbrahim’in feryat figan bağırmasına aldırmadan eline aldığı iğne ve kendir ipiyle yarayı güzelce diker.
Hekim Hacı Hüseyin’in buna benzer birçok operasyonu vardır.
Bir gün Aksu Mahallesinden Feyizoğullarından bir çocuğun yüzü, biriken iltihap sonucu karpuz gibi şişer. Tedavi için akla ilk gelen elbette yörenin hekimi Hacı Hüseyin olur. Çocuk akrabası Şükrü Başaran ile Hacı Hüseyin’e gönderilir.
Hacı Hüseyin çocukları görünce “Ula gel buraya kerata, bugüne kadar niye gelmediniz?” diye şakalaştıktan sonra kendince hazırlığını yapar. Sonra da çocuğu yanına alıp tabancaya benzer bir aleti iltihabın merkezine yanaştırıp çakar. Derhâl içerideki icran ve iltihap boşalmaya başlar. Bundan sonra Hacı Hüseyin yaranın içini güzelce temizledikten sonra meşhur kendir ipiyle yarayı diker.
Artık operasyon tamamlanmıştır. Uzun süredir ağrı ve ızdırapla kıvranmış olan çocuk bu sıkıntıdan kurtulmuş olarak evine döner.
Bütün bu yetenek ve özellikleri sebebiyle tam bir alaylı doktor unvanını hak eden Hacı Hüseyin 1955’de köyünde ölmüştür.[2]
[1] Kesilen mısır sapının toprakta kalan dip kısmı.
[2] Aziz Kurtuluş’tan derlenmiştir, Dülgerli köyü, 30.10.2022.
Yazar/Haber : İshak Güven Güvelioğlu
Karadereden Kalkandereye Kitabında İlçemize ait ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz.
https://www.kitapyurdu.com/kitap/kalkandere-karadereden-kalkandereye-tarih-halkiyat-ve-sahsiyetler/655572.html&filter_name=karadereden+kalkandereye
İshak Güven Güvelioğlu
RİZE ARAŞTIRMALARI VAKFI