Aslında bilindik beylık laflarla söze başlayıp, ülkemizdeki tarım politikalarını değerlendirip Doğu karadenize çaya kadar gelecek bir yazı vardı aklımda.
Lakin olayı uzatmadan konuya girmek an mantıklısı olacak.
Biliyorsunuz birinci sürgünde 600 kg kota ile başlayan Çaykur, İkinci sürgünde kotayı 450 kg'a düşürdü.
Yani bir ton çayın 650 kg ını özel sektöre vermesi gerektiği anlamına geliyor.
İlk sürgünde çifçiyi koruyan, özel sektöre mecbur etmeyen Çaykur ne olduda ikinci sürgünde bundan vaz geçmek zorunda kaldı.
Özel sektör 24 aya varan vadelerle çifçiden yaş çayı alıp üretim yapmakta. Bu da günümüz ekonomik şartlarında çok acımasız bir uygulama. Paranın değer kabetmesi bir yana parasını alamayan çifçi zor durumda kalmakta.
Üstelik bu durumda çayını satmakta da zorlanmakta.
Caykurun kurum olarak gücü üretim kapasitesinden kaynaklanmakta.
Bu gücü çifçiden yana kullanması ve dengeleyici unsur olarakta doğal olarak özel sektörüde ticari hayatını baltalamaması gerekiyor.
Üretiçinin özel sektörün insafına bırakılmaması gerekiyor.
Bugün ortalama bir kg kurun cayın 30 tl olduğu kabul edilirse, hem tüketiciler için hemde üreticiler için perakende satış fiyatları konusunda da sapkamızı önümüze alıp düşünmemiz gerekmete.
9489,83%1,30
34,54% 0,20
36,07% -0,43
2990,02% 0,96
5006,57% 1,04