Diyanet Hak ve Adalet Sen Genel Başkan Yardımcısı Necati Keleş, 10 – 16 Mayıs günlerinde kutlanan Engelliler Haftası nedeniyle basın açıklaması yaparak fiziksel çevrenin engelliler için yaşamı daha da zorlaştırdığına dikkat çekti.
Engelli bireylerin topluma kazandırılmasının önemine işaret eden Keleş, ulaşım, fiziksel çevre ve konut sorununun yanı sıra içinde yaşadığı sosyal çevrenin de düzenlenmesi gerektiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Engellilerin yalnızca özel günler de hatırlanması onlar için büyük bir üzüntü kaynağıdır. Engelli vatandaşlarımızın her an hatırlanarak onların yaşamlarının kolaylaştırılması, onların da önemli bireyler olduklarının hissettirilmesi gerekir. Unutmayalım ki her birey bir engelli adayıdır. Yaşadığımız çevrede çoğu zaman horlanıyor, kimi zaman acınarak davranış sergileniyor. Aslında engellilerin sevgi dolu bir kalbi vardır ve onlar bütün insanları sever, saygı duyar ve birlikte yaşamanın önemini engelsiz vatandaşlardan daha iyi bilirler, engelsiz yaşamanın kıymetini herkesten iyi anlar ve o yaşama saygı duyarlar. Aynı saygıyı engelliler de bekliyor. Horlanmak istemiyorlar. Hiç kimse birlikte yaşamak zorunda olduğumuzu unutmasın.
Engelliler için en zorlu yaşam konut sorunudur. Çünkü konutlar, engelliler düşünülerek inşa edilmiyor. Konutların içinde de engelli yaşamı zorlaştıran tüm unsurlar bulunuyor. Şehir Planlamacıları, engelliler sokağa çıktığı zaman nasıl ve nereden yürüyeceklerini, ulaşımı nasıl sağlayacaklarını düşünerek plan yapmaları gerekiyor. Fiziksel çevre sanki engellilerin düşmanı gibi! Hâlbuki engelli vatandaşlar sokağa çıkıp sosyalleşmeyi istiyor. Diğer insanlarla birlikte olmayı, onlarla konuşmayı ve onların kendilerini anlamalarını bekliyor. Engellinin sosyalleşmesini önleyen fiziksel işlev bozukluğu, bazen yetersizliğinin neden olduğu engeller yüzünden daha da zorlaşan ve yaşamını çekilmez hale getiren her türlü olumsuzluklar engelli bireyi toplumdan uzaklaştırıyor, sosyalleşmesinin önündeki en büyük sorun olarak karşımıza çıkıyor. Bu nedenlerle fiziksel çevrenin engellinin yaşamını kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesi çok önemlidir.
Engelli vatandaşları anlamayan ve onların yaşamını zorlaştıran insanlarında rehabilite edilmesi gerekiyor. Bu insanların eğitilmesi için engelliyi anlayan bir toplum yapısı tasarlanmalıdır. Hiç kimse tek başına engellinin yaşamını kolaylaştıramaz ama onu anlayarak, acımadan ve diğer insanlardan farklı olmadığını düşünerek yaklaşabilir. Engellinin sevgi dolu yüreğine dokunmayı öğrenmek demek, engellinin tüm olumsuzluklara rağmen yaşamında umutların yeşermesine neden olur. Engelliler toplumsal yaşamdan dışlanmamalıdır. Onların topluma kazandırılmasını ve katılmasını sağlamak gerekir. Devletin ve yerel de belediyelerin fiziksel çevrenin düzenlenmesinde engelli bireyleri dikkate alarak çalışma yapmaları gerekir. Bu konuda bilgili, bilinçli ve duyarlı hareket etmek önemlidir. Zira engelli bireylerin ve onların ailelerinin sosyal yaşamları daha anlamlı hale gelebilir. Unutmayalım ki engelli bireyler de bir vatandaştır. Onların da gururu, onuru ve yüreğinde gizlediği duyguları vardır. O da bir insan ve can taşıyan bir varlıktır. Acınmaya ihtiyacı yok, sadece Anayasa, yasalar ve uluslararası sözleşmelerden doğan hakları verilsin ve saygı duyulsun.
Bu duygu ve düşüncelerle bütün engelli vatandaşlarımızın 10 – 16 Mayıs Engelliler Haftası’nı kutluyor, sağlıklı ve güzel günler diliyorum.”