Tarih: 18.02.2020 17:55

RİZELİ EĞİTİMCİ YAZAR AK’IN YENİ KİTABI “KADER ÜZERİNE”

Facebook Twitter Linked-in

Rize tanınınmış emekli eğitimcilerinden ve Rize’nin geçmiş tarihi, kültürü, sanatı ve manevi dünyasına yönelik onlarca eseri memleketine kazandıran, eğitimci yazar Orhan Naci AK’ın en son kaleme aldığı kitabı “Kader Üzerine; İrade Hürriyeti İnsanın Kaderidir” ismini taşıyor.

Haber: Bayram Ali Kavalcı

Kader Üzerine isimli kitabıyla ilgili, serbest gazeteci yazar B. Ali Kavalcı’ya bilgi veren, tarihçi yazar Orhan Naci AK, “Öncelikle, Allah’ın takdiri konusunda okuduklarımı ve görüşlerimi yazmaya,  her türlü noksan sıfatlardan münezzeh olan Allah’ın adıyla başlıyor, dinin çok önemli bir meselesinde yanlışa düşmekten ve taşlanmış şeytanın şaşırtmalarından dolayı O’nun korumasına sığınıyorum. Birkaç düşünürümüzün irade hürriyeti üzerinde görüşlerini mukayeseli olarak incelemek istediğimde-amatörce bir şeydi. Fakat bu mesele beni Müslüman düşünürlerin bu konuda ne düşündükleri noktasına taşıdı. Bir bakıma kelâm ilminin ve bu ilmin âlimlerinin ne söylediklerine. Yürüdüğümüz alanda öyle derin bir çukura düştük ki oradan çıkmak için çabaladığımızda daha derinlere yuvarlanıyoruz. Bu konu üzerinde yoğunlaştığım günden bu güne,  gördüm ki 1400 senedir her asırda ve her dönemde bu mesele ile ilgilenen âlimler, bazen birbirine yakın, bazen de birbirinden çok farklı görüşler ileri sürmüşler, tartışmışlar ve yer yer adeta savaşmışlardır.  Yine gördüm ki siyasetçiler meselenin taraftarı olmuş ve baskıcı tutumlarıyla farklı görüşlerin şekillenmesinde etkili olmuşlardır. Ben birbirini itham eden bu farklı görüşlerin, yapay kavramlarla yapılan tartışmaların arasından kendimi tatmin edecek bir yol bulmaya çalıştım. Düşündüm, kendimle konuştum, okudum, okudukça işlerin giderek daha da çetrefil bir hal aldığını gördüm. Kendimle cebelleşmekten yorulduğum ve uzun süre dinlenmeye çekildiğim de oldu. Zamanı geldi yeniden bu konudaki yayınları arkadaş edinmeye çalıştım. Kendimle konuştuklarımı yazayım dedim, yazdım. Yazdıklarım beni tatmin etmedi. Yeniden okumaya, bir çıkış yolu bulmaya gayret ettim.  Bazen bir çıkış yolu bulduğumu sandığım olduysa da bunlar çok kere gönlü yatıştıran yorumlardan ibaret kaldı. Allah’la kulun fiilleri arasındaki münasebetin doğru bir yorumunu yapabilmek zor ve tehlikeli. Kutsal bir alan içindesin, yanlış yapmaktan, yanlış bir kelime kullanmaktan korkuyorsun. Hem de birbirini itham eden bu kadar farklı görüşler varken. Ben ilim adamları tarafından tartışılan meselelerde, beni rahatsız eden hususlar konusunda kendimi tatmin edecek çözümler aradım. Hiç kimseye bir inanç dayatmak gibi bir niyetim yoktur. Bir şey daha var: Eğer irade özgürlüğü davasında bir iki noktada farklı düşünüyorsam düşündüğüm şeyi izah edebilmek için bu konudaki farklı yorumları ve görüşleri de bir şekilde aktarmam gerekiyordu.  Kesişen ve ayrılan noktalar var. Bu nedenle kitabın önemli bir kısmı, bu konudaki farklı görüşlere tahsis edilmiştir.  Neden kitaba ‘İrade Hürriyeti İnsanın Kaderidir’ dedik? Neden irade hürriyetini kabul ediyor ve onu kaderimiz olarak görüyoruz?  Davranışlarımızda hür olmamız neden önemli ve değerlidir? Bu soruların cevabı olarak şunları diyebiliriz:  İnsan seçme yeteneğine sahipse ve seçtiğini gerçekleştirme kudretindeyse kendini yenileyebilir ve geliştirebilir. Eğer insan hür değilse kendini geliştirme kudreti yoksa ya nefsi arzularının ya da toplumun yani gelenek ve göreneklerin esiri olur. İstenilen o ki insan esir olmasın kendini değiştirip yenilesin. İnsanlar kendini yenilerse toplumu da değiştirebilirler. Yazım hatalarımı düzeltmede yardımlarını esirgemeyen genç kardeşimiz edebiyat öğretmeni Erol Uzun’a teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi. 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —