9084,92%0,59
34,50% 0,13
36,45% 0,30
2955,38% 0,70
4929,17% 0,00
RİZE EĞİTİM TARİHİNE BİR BAKIŞ
RİZE EĞİTİM TARİHİNE BİR BAKIŞ
İshak Güven Güvelioğlu
Osmanlı devletinde müslüman çocuklar için ilk eğitim yeri cami, ilk muallim (öğretmen)’de caminin imamıdır. Bu temel uygulama tüm Osmanlı cağrafyası için olduğu gibi Rize için de geçerlidir. Bununla birlikte özellikle büyük Osmanlı şehirlerinde hanedan mensupları, brokratlar, eşraf ve hayırseverler tarafından inşa ettirilip hizmete açılmış “Sıbyan Mektebi”, “Mahalle Mektebi”, “İbtidaiye Mektebi” adlarıyla anılan ilk eğitim mekânları da yok değildi.
Rize’deki ilk eğitim yeri genelde hemen hemen her caminin giriş veya alt katlarında bulunan tek dershaneden ibaret mekânlardı. Cami içinde bu vasıfta yer bulunmayan köy ve mahallelerde ise cami bitişiği veya yakınında yapılan müstakıl sıbyan mektepleri bulunurdu.
Kış aylarında dershanenin ısınması için talebeler derse geldikleri hergün sobaya sığacak şekilde bir odun getirirlerdi. Bu vazife, bazen de talebenin anasının sırtına yüklediği bir sepet odunu camiye getirmesiyle yerine getirilirdi. Genelde 7-8 yaşından itibaren erkek ve kız, her çocuğun devam ettiği bu eğitime “sibyan dersi” adı verilirdi. Dershanede duvar diplerini dolanan tahta oturaklarda erkekler ile kızlar ayrı yerlerde otururlardı. Kuşluk vaktinden sonra başlayıp öğle namazına kadar devam eden ilk dersten sonra, büyüklerin namaz için camiye gelmesi ve talebelerin öğle yemeği için evine gitmesi maksadıyla ara verilir, öğleden sonra talebelerin tekrar toplanmasıyla yeniden başlayan ders, ikindi namazına kadar devam ederdi. Talebeler sırayla hocanın karşısına gelerek günlük dersini okurdu. Hoca talebelerin karşısında kendisine ait biraz yüksekce bir yerde bulunur, hem dersini dinlediği talebeyi, hem de diğer talebeleri kontrol altında tutardı. Ders esnasında talebeler arasında vuku bulacak itişip kalkışma, gürültü ve yaramazlıklar için hocanın sağ yanında bulunan değnek, bazen ihtiyaç duyulan yere uzanabilecek kadar uzun boylu olurdu.
Sıbyan eğitimi genelde dört aşamadan oluşurdu. Birinci aşamaya “ezber dersi” denen Sübhaneke duasından başlanır, Ettehiyyatü, Allahümmesalli, Allahümmebarik, Rabbena, Allahümme innâ neste’inuke, Allahümme iyyâke n’abudu, Amentü dualarıyla devam edilirdi. Bu duaları hatasız okuyup dersini geçenler, sırasıyla Fatiha ve Nâs surelerinden başlayarak Elemterekeyfe suresine kadar ezberlemeye başlardı. Okumalar sesli yapılır, bu şekilde bilmeyenlerin de öğrenmesi sağlanırdı. Hergün sırayla münferiden okunan bu ezber dersler tamamlanınca, toplu ezber dersine geçilirdi. Bu derste hoca yüksek sesle temel ilmihal soruları sorar, talebeler de hep bir ağızdan bu sorulara cevap verirdi[1]. Dersin yüksek sesli ve soru cevap şeklinde geçmesi talebeler için zevkli ve eğlenceli bir hal almasını sağlardı. Derslerde hoca tarafından sorulan ilmihal soruları ve cevapları şöyleydi;
Rabbin kimdir?
Allah
Seni kim yarattı?
Allah
Sen kimin kulusun?
Allah’ın kuluyum
Sen Müslümanmısın?
Elhamdülillah Müslümanım
Ne zamandan beri Müslümansın?
Kâlu Belâ’dan beri Müslümanım
Kâlu Belâ ne demektir?
Allah bizim ruhlarımızı yarattığı vakit, onlara hitaben “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” dedi. Onlar da “Belâ=yani evet ya Rabbi Rabbimizsin” dediler.
Dinin hangi dindir?
İslâm
Kitabın hangi kitaptır?
Kur’an
Kıblen neresidir?
Kâbe-i muazzama
Kimin ümmetindensin?
Hz. Muhammed aleyhisselamın
Kimin milletindensin?
Hz. İbrahim aleyhisselamın
Kimin zürriyetindensin
Hz. Aden aleyhisselamın
Gökten kaç kitap inmiştir?, kaçı kitap, kaçı suhuf?, hangisi hangi peygambere inmiştir?; Kur’an’da adı geçen peygamberler kaç tanedir?, adlarını say?; Dört büyük meleğin adını say; Abdestin farzları, İslâm’ın şartları, İmanın şartları, Namazın şartları…şeklinde devam ederdi.
Birinci aşamada yapılan diğer bir ders de “tatbiki dersler” idi. Bu derste hocanın çağırdığı bir talebe dershanenin ortasına gelir, hocanın isteği üzere teyemmüm veya abdest almayı tatbik ederek gösterirdi. Bir diğeri de Namaz kılma dersi idi. Talebe, hocanın söylediği namazın ilk sünnetini, farzını veya son sünnetini aynen uygulayarak gösterirdi. Bu tür uygulamalar hiç bilmeyenlerin öğrenmesine, hatalı bilenlerin de hatalarını tashih etmesine sebep olurdu.
Sıbyan eğitimindeki bu ilk aşamada başarılı olanlar ikinci aşamaya geçirilirdi. “yüzünden okuyanlar” denen bu grup, Elif-ba’ya başlatılır, Elif cüzünü bitirince de yüzünden Kur’an okumaya geçerdi. Talebenin Kur’an’a geçmiş olması arkadaşları arasında kendisine bir değer atfedilmesine sebep olduğu gibi, ailesi de kendisini ufak tefek hediyelerle taltif ederdi. Kur’an’ı yüzünden seri şekilde okuyacak duruma gelenlere bu sırada Ayete’l-kürsi, Amanerrasulu, Hüvellahüllezi ve aşr-i şerif olarak okumak üzere bazı ayetler ezberletilirdi. Bundan sonra bir taraftan Tecvid dersi verilirken diğer taraftan Yâsin, ve Tebareke sureleri ezberlenirdi. Talebe sayısının çok olduğu ve hocanın yetiştiremediği zamanlarda hocanın görevlendirdiği bu gruptan talebeler, birinci aşamada bulunan gruptan talebelerin derslerini dinlediği de olurdu.
Yüzünden okuyanlar grubu içinde başarılarıyla öne çıkanlardan istekli ve ezberlemeye istidadı olanlar, üçüncü aşama olan hafızlığa başlatılırdı. Kur’an-ı Kerim’in tamamının ezberlenmesi olan hafızlık eğitimi, genelde birbuçuk - iki senede tamamlanırdı. Hafızlığını tamamlayanlardan veya hafızlık yapmadan son aşamaya geçmek isteyenlerden “Yazı Yazma Dersi” grubu oluşturulurdu. Bu gruba geçenler defter ve kalem edinir ve öncelikle Arap alfabesindeki harfleri yazmayı öğrenirlerdi. Daha sonra basit kelime ve cümlelerin yazılmasına geçilerek bu konuda meleke kazanılırdı.
Yazı dersine geçip bu konuda ilerleme kaydeden talebe, eğitimine devam etmek isterse, ailesi tarafından çevrede bulunan bir medreseye götürülerek kayettirilirdi. Bu talebe artık müderrisin rahle-i tedrisinde ilim tahsiline devam ederdi.
Medreseler[2]
Medreselere sıbyan/iptidaiye mektebinden çıkanlar kayd oluyor ve genelde yatılı olarak kalınıyordu. Bu yapılar, müderris ve hayırseverlerin gayretleriyle inşa ettirilmiş, alt katları taş, üst katları ahşap, ana hatlarıyla; talebe hücreleri, dershaneler ve müderris odasından ibaret iki katlı binalardı. Buralarda verilen eğitime tecvid, talim ve ilmihal’dan sonra alet ilimleri denen sarf ve nahiv (Arapça gramer) dallarına ait Emsile, Bina, Maksud, İzzi, Avamil, İzhar, Kâfiye Molla Camii adlı kitaplar okunurdu. Daha sonra bu dersleri bitirip imtihanda başarılı olanlar, Âlî (Yüksek) ilimler olarak anılan Fıkıh, Mantık, Akaid, Feraiz, Hadis, Tefsir, Usul-u Fıkıh gibi ilimlere ait Nuru’l-İzah, Halebi, Kuduri, Nesefi, Emalî, Halebi, Mülteka, Celaleyn, Kadı Beydavi, Mirat, Mecamiu’l-Hakakik, İsa Goci, Şemsiye, Tasavvurat... gibi ders kitapları şerhleriyle birlikte okutulurdu. Takriben 10-12 senelik medrese eğitimini tamalayanlara çevredeki hoca, müderris ve halkın iştirak ettiği merasimlerle icazetnameleri verilir ve mezun olmuş hocalar olarak çevredeki mescid ile camilerde imamlık (hatiplik ve vaizlik dahil) yapabilirlerdi. Bununla birlikte medrese eğitimini tamamlamadan ayrılanlar arasında imamlık yapanlar da yok değildi.
Bazen sıbyan mektebinden sonra, bazen çevredeki bir medresede bir süre tahsil gördükten sonra, bazen de buradaki medrese tahsilini tamalayıp icazet aldıktan sonra, nadiren Erzurum, Trabzon, Konya ve Kayseri gibi merkezlere, umumiyetle de İstanbul medreselerine gidenler olur, buradaki bir medereseye kaydolup eğitimini tamamlayarak büyük şehirlerdeki medreselerden icazetli müderrisler sınıfına geçilirdi. İstanbul medreselerinde tahsil görürken veya mezun olduktan sonra burada bulunan Medresetü’l-Kudat / Muallimhane-i Nüvvab (Hukuk Mektebi)’a kayd olup aynı zamanda bu medreseden de icazet almak yaygın bir uygulamaydı. Her iki medreseden bu şekilde icazetli Rizelilerin sayısı hayli kabarıktır. İstanbul’dan icazetli müderrisler, açılan ruus imtihanlarına girer, muvaffak olanlar ilmiye tarikıne (devlet kadrosuna) girerek devletten maaşlı resmi müderris ünvanı elde ederlerdi. Bizim tesbitimize göre Rizeli müderrisler arasında bu tür müderrislerden ilki 28 Muharrem 1183 (1769)’de ilmiye tarikıne girmiş Debbağzade Mustafa Efendi’dir.
Yine Rize medreselerindeki tahsilden sonra gittiği İstanbul’da Bayazid, Fatih veya Süleymaniye medreselerinde tahsil gören, icazet alıp Medresetü’l-Mütehassisîn’de ihtisas yapan, Mekke-i Mükerreme, Medine-i Münevvere, Bağdat, Şam, İzmir, Yanya, Kudüs, Ankara, Konya, Kayseri, İstanbul, Edirne, Beyrut, Fizan, Selanik, Yenişehirifener, Kahire gibi imparatorluğun her yanında müderrislik, naiblik ve kadılık hizmetinde bulunan hatta Orduy-u Humayûn kadılığı ve Anadolu Kazaskerliği payesini ihraz eden Rizeliler olmuştur.
Bilindiği gibi medreseler genel olarak yüksek eğitim kurumlarıydılar. Rize medreselerinin zamanla taşrada, köylere kadar yayılmış ve umumiyetle tek müderris ile faaliyette bulunduklarından yüksek eğitim kurumu olma vasfına haiz olamayacakları, olsa olsa orta veya lise seviyesinde eğitim veren kurumlar olarak kabul edilmeleri yönünde fikirler ileri sürülmüştür. Bu fikir Rize medreselerinden çoğu için doğru kabul etmekle birlikte, bazı Rize medreselerinde müderrislikte bulunmuş bazı zevatın mezar kitabelerinde yer alan okuttukları derslere dair ifadeler, yine Rize medreselerinde tahsilini tamamlayıp İstanbul’a giderek katıldığı ruus imtihanını kazanarak ilmî kariyer elde eden veya Rize medreselerindeki tahsil esnasında okuduğu derseleri sicil varakasında kaydeden müderrislerin verdiği bilgilerden, Rize medreselerinden bazılarının o günkü şartlarda yüksek eğitim kurumları olarak kabul edilmeleri gerektiğini göstermektedir. Bu konuda iki örnek vermek yerinde olur kanaatindeyim. 1869 yılında kurduğu Karadere Medresesinde müderrislik yaparken 1888 yılında vefat eden Hüseyin Efendi’nin mezar kitabesinde şöyle bir mısra vardır;
Birinci defa icazet verup ikincide
Celal’e ders iricek oldu âzım-ı ukba
burada Hüseyin Efendi’nin talebelerine icazet verdiğini, akaid ilmine ait Akaidü’l-Adudiyye adlı eserin Celalüddin ed-Devvanî (öl.1502) tarafından yapılmış şerhi olan ve ulema arasında Celal olarak anılan kitabı okutmaya başlayacakken vefat ettiği söylenmektedir. Osmanlı medreselerinde ders kitabı olarak okutulan bu kitap 1326 (1908) yılında yayınlanan medrese tahsili programına göre 12 senelik eğitim boyunca medreselerde 10.sene okutulacak dersler arasında bulunmaktadır.[3]
İkinci örnek ise 1887’de Rize Kale mahallesinde doğup 1946’da İstanbul’da vefat etmiş İstanbul Müftülüğü Mushaflar ve Dini Eserler Tetkik Heyeti Reisi Mustafa Asım Bilal’ın dosyasındaki Sicil varakasında Rize’de gördüğü eğitimle ilgili bilgilerdir. Mustafa Asım Efendi bu konuda şöyle demektedir;
“Memleketim bulunan Rize’de vakı’ Altıkulaç Medresesinde Müderris Hafız Ali Efendi’den 1316 senesinde Sarf’dan başlayıp Nahiv’den Molla Cami’nin masdar bahsine kadar tedris ettim ve bu esnada adı geçen hoca’dan aşere ve takrib’den icazetnâme aldım ve Farsça’da Tuhfe-i Vehbî’den başlayıp Pend-i Attar ve Gülistan kitaplarını tamamen ve Hafız-ı Şirazî’nin yarısını memleketimizde bilinen davâvekili Hafız Hulûsi Efendi’den okudum”[4]
Buradaki ifadelerden anlaşıldığına göre günümüzde bile hafızlığını tamamlamış çok az kişinin yapabildiği ihtisas eğitimi olan “Aşere ve Takrib” (kıraat) tahsili, Rize medreselerinde yapılabilmekte, ayrıca Arapçanın yanı sıra birtakım Farsça ders kitapları da okutulmaktaydı.
Bizim Rize’de tespit ettiğimiz en eski medresenin tarihi 1776 yılından önceye kadar ulaşmaktadır. Bu medrese, Rize merkezde Kazdal Camisinin yukarısında ashab-ı hayrattan Rize Müftüsü Hacı Süleyman Efendi tarafından inşa ettirilmiş ve halk arasında Müftü Medresesi olarak anılan medresedir. Bu medresenin müderrisliğini kurucusu olan zatın irtihalinden sonra da Rize müftülüğüne getirilen kişiler deruhte etmiştir. Bu medrese ile birlikte adlarını tespit ettiğimiz hemen hemen hepsi 1800 yılından sonra kurulmuş medrese sayısı 48’dir. Şurası bir gerçektir ki bu sayı da kesinlik arzetmemektedir. Yapılacak alan ve arşiv araştırmalarıyla başkaca medreselerin tespiti de mümkün olabilecektir. Ayrıca bu medreselerin birçokları müstakil binalarda değil de bazı camilerin bünyelerinde, o caminin imamı olan zatın okuttuğu dersler ile sınırlı faaliyette bulunmuşlardır. Bu tür medreseler zaman zaman kısa ömürlü olduklarından tam sayılarını tespit etmek mümkün olamamaktadır. Yaptığımız araştırmalarda çeşitli kaynaklarda[5] ismi geçen Rize medreselerinden tespit ettiklerimiz şunlardır. (parantez içi tarihler kuruluş tarihlerini gösterir):
Rize’de
Müftü (Süleyman) Efendi Medresesi (1776)
Altıkulaçzade Medresesi (1860)
Cezayirli Ali Kaptan (Taşçıoğlu Camii) Medresesi
Kotracı Hacı Mehmed Efendi Medresesi
Malkoçoğlu Camii (Müftü Hasan Efendi) Medresesi
Uma (Ortapazar) Medresesi
Raşota (Söğütlü) Medresesi (1900)
Salaha (Yolveren) Medresesi (1875-1880)
Tekkeköy (Salarha Ahingöz) Medresesi (1891)
Ğoloz (Kendirli) Medresesi
Mişona (Pazarköy) Medresesi
Veyla (Veliköy) Medresesi (1892)
Hamalyoz (Gündoğdu) Medresesi
Askoroz Felenksu Medrese ve Mektebi
Aron-Mağloz (Camidağı-Sütlüce) Medresesi
Ardeşen’de
Timisvat (Köprüköy) Medresesi (1879)
Siyat (Cami mah.) Medresesi
Ğare (Işıklı) Medresesi
Kavaklı (Cibistas) Medresesi
Çamlıhemşin’de
Mollaveys (Ülkü) Medresesi
Hala (Aşağı Şimşirli) Medresesi
Çayeli’nde
Latum (Madenli) Medresesi
Arsevos (Aşıklar) Medresesi
Babik (Çukurluhoca) Medresesi (1876)
Haytef (Beşikçiler) Medresesi
Büyükköy Medresesi
Sırtköy Medresesi (1900)
Perkam (Demirhisar) Medresesi
Balahor (Yenice) Medresesi
Mapavri (Eski Camii) Medresesi
Fındıklı’da
Pishala-i Süfla (Kavaklı-Arılı) Medresesi
Sümer Medresesi
Güneysu’da
Potomya (Güneysu) Medresesi
Setoz (Ortaköy) Medresesi
Kuriloz (Adacami) Medresesi
Kamboz (Selamet) Medresesi
Pulihoz (Dumankaya) Medresesi
Kaluharaf (Kiremitköy) Medresesi
İkizdere’de
Kafkame Medresesi (1875)
Varda (Güneyce) Medresesi
Kabahor (Gölyayla) Medresesi
İyidere’de
Aspet Medresesi
Zavendik (Büyükçiftlik) Medresesi (1890)
Kalkandere’de
Karadere Medresesi (1869)
Vandri (Çağlayan) Medresesi
Andra (Hurmalık) Medresesi (1893)
Pazar’da
Atina (Pazar) Medresesi (1899)
Apso (Suçatı) Medresesi (1880)
Melyat (Merdivenli) Medresesi
Başköy Sinanoğlu Medresesi
Bu medreselerin hemen hepsi 1916 yılında vuku bulan Rus işgaline kadar faaliyetini sürdürmüştür. Rus işgali üzerine kapanan medreseler ve kütüphaneleri büyük ölçüde harap ve talan edilmiştir. 1918’de işgalin sonra ermesinden sonra meydana gelen otorite boşluğu, yaşanan kıtlık, fakirlik ve eşkıyalık hadiseleri nedeniyle bu medreselerin bazıları yeniden tedrisata başlayamadı. Bazı din adamlarının gayretiyle tedrisata başlayan medreseler ise 3 Mart 1924 tarihinde çıkan Tevhîd-i Tedrisât’a dair kanun ile ülkedeki bütün medreseler gibi kapatıldı. Bundan sonra uygun görülen bazı medrese binaları yeni sisteme göre kurulan tedrisat için hazırlandı ve 1928’e kadar Arap harfleriyle bu tarihten sonra da yeni kabul edilen Latin harfleriyle mektep olarak kullanıldı. Bu konuda medrese iken kapatılan Karadere Medresesi için Rize mebusu Ali (Zırh)’nin kaleme alıp 1925 yılında TBMM’ne verdiği, bu binanın vasıfları ve burasının tedrisat için kullanılmasına dair teklifi şöyle idi;[6]
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Kâtib-i Umûmiliği
Kavânin Müdüriyeti
ANKARA
Riyaset-i Celileye
Rize ve merkeze bağlı nahiye ve köylerde maarif teşkilatı namına medenî vasıtaların her türlüsünden mahrum ve mektep denilemeyecek derecede teşkilat-ı hususiyeye tabi’ bir takım ilim yuvalarından başka bir şey yokdur. Vaziyet-i coğrafiyesi itibariyle memleketin arazisi dağlık ve köylerinin yekdiğerinden uzak ve aynı zamanda köylerin yekdiğerine yol denilen şeylerle birbirine bağlı bulunmaması dolayısıyla merkezî olarak tesbit edilecek mekteplerden istifade sınırlı kalır. Öteden beri Rize halkının Türk camiasına kadı ve hoca yetiştirmiş olması, halkın ruhunda derin bir irfan izi bırakmasına sebebiyet vermişdir. Çağdaş irfan (eğitim) teşkilatı aslında Rize’de kuvvet-i mahsus olmayacak kadar azdır. Fakat memleketde okumak bilenlerin mikdarı mücavir vilayetlerin ahalisinden çok ve fakat tedrisat evvelce mütehassıs olanlarla yapılmadığından yazmak bilenlerın adedi pek azdır.
Karadere nahiyesinde hiçbir vilâyetin merkezinde bile olmayan kırk odalı kargır bir medrese vardır. Bu binaya iki-üç bin lira sarf etmek, memleketin en hücrâ bir köyünde modern bir mektebin vucûda gelmesini temin etmekdir. Kargir olarak dört cephe üzerine dörtgen şeklinde inşa edilen medresenin 40 odası vardır. Her cephede yirmi beş talebenin serbestce ders okuyabilmesi içün dört dershaneyi hâvîdir. Medresenin dört cepheyi teşkil eden dörtgen bir dönüm bahçesi vardır ki, orada her türlü oyun teşkilatı tesis edilebilir. Binanın sağ tarafı üzerinde de müderris içün üç oda, bir mutfak ve sair müştemilatı havî büyük bir bina vardır. Memleket derin bir ilim fakirliğı içinde çırpınır ve elinde birkaç bin lira sarfla en yeni ve çağdaş bir şekle çevrilebilecek bir binası bulunurken bahsedilen sebeplerin nazar-ı dikkate alınmaması, bu binanın zamanın tesiri ile büsbütün perişan ve harab olması ve dolayısıyla memleketde bilgisizliğin işkirarına badî olmakdan başka bir şey olmayacakdır. Bu sene doğu vilayetlerinde Gece İlk Mektebi açmak içün bu derece kâfi mikdarda tahsisat konulduğu cihetle, bu mekteblerden birinin Karadere nahiyesinde tesis ve teşkili ve arz edilen binanın tamiriyle, tedrisata [1]341 [1925] senesi Eylül’ünde başlanılması ve kilometre başına 56 kişi isabet eden memlekette nura ve rehaya doğru bir adım daha atılması memleket namına lâzımdır efendim.
11 Kânûnisani [1]341 [11 Ocak 1925]
Rize[Mebusu]
Ali
Gerçi Ali Zırh’ın bu teklifine Karadere’ye yakın Hopa’da bir iptidaî mektep bulunduğu, Doğu’da hiç mektebi bulunmayan vilayetlerin çokluğu gerekçesiyle olumlu cevap verilmemiştir ama daha sonra çevredeki birçok medrese binası mektep olarak kullanılmıştır. Nitekim 1876 yılında inşa edilmiş Çayeli Çukurluhoca medresesi buna bir örnektir. Bu medrese binası 1928-1929 yılından itibaren ilkokul olarak hizmete açılmış[7] 1996 yılına kadar köyün ilkokulu olarak kullanılmıştır. (Gününümüzde ayakta bulunan Rize’nin tek medrese binası olan bu yapının alt katı maalesef Çay alımevi olarak kullanılmakta ve burada bulunan talebe hücreleri ile şömineler kırılıp büyük ölçüde yok edilmiş durumdadırlar. Taşımalı eğitime geçilmesinden sonra terk edildiğinden harabeye dönmüş olan bu eser, ilgili kurumlar tarafından tescil edilip acil olarak korumaya ve onarıma alınmazsa 1-2 kış boyunca yağacak kar ile çökebilecek hale gelmiştir. Nitekim Rize’deki diğer medrese binaları bazen zamanın tahribatına, bazen çığ düşmesine, bazen yanında bulunan caminin genişletilmesi esnasında veya lojman arsası temininde, bazen de eski devire olan husumet nedeniyle tarihi ve sanat değerlerine bakılmaksızın yok edilmişlerdir). Varda (Güneyce) Medresesi de 1924’ten sonra uzun yıllar İlkmektep olarak kullanılmıştır.
Vakıf Kayıtlarına Göre 1898 Yılında Rize’deki Eğitim Kurumları
23 Ağustos 1898 tarihinde Trabzon Valisi Mehmed Kadri imzasıyla Maarif Nezaretine gönderilen Rize kazasıyla Mapavri (Çayeli), Kuraiseba (İkizdere) ve Karadere (Kalkandere) nahiyelerinde bulunan İslâm mektepleri, camiler, mescitler ve medreselere ait vakıf muhasebe cetvelinde, bölgedeki eğitim kurumlarının listesi verilmektedir. Gerçi o yıllarda faal olduğu halde listede gösterilmemiş bazı medreselerin varlığından listenin eksiksiz olduğunu söylemek mümkün değildir. Bununla birlikte liste yöredeki eğitim kurumlarının yaygınlığını göstermesi bakımından önem arz etmektedir. Listeye göre herbiri vakıf olan bu kurumların sayısı o zamanki idari düzenlemeye göre Rize mahallelerinde 34, Rize köylerinde 76, Çayeli’nde 56, İkizdere’de 19, Kalkandere’de 6 idi. Bugünkü idari düzenlemeye göre ise kurumun bulunduğu yerleşim yerleri dikkate alındığında bunlardan 77’si Rize merkeze bağlı mahalle ve köylerde, 66’sı Çayeli’nde, 19’u İkizdere’de, 6’sı İyidere’de, 9’u Derepazarı’nda, 10’u Güneysu’da, 4’ü de Kalkandere ilçesi sınırları dahilinde bulunmaktaydı. Bu kurumlardan;
75’i Mektep (sıbayn/Mahalle mektebi),
72’si Mektep ve Cami,
19’u Mektep ve Mescid,
12’si Cami,
9’u Medrese,
2’si Medrese ve Mektep,
1’i Medrese ve Cami,
1’i de Mektep-Medrese ve Cami olarak kaydedilmiştir.
Listede sadece mektep olarak kaydedilmiş olanların müstakil mektep yapıları oldukları, cami, mescid ve medreselerin bünyesinde bir mekânda faaliyet gösteren mekteplerin de bu kurumlarla birlikte kaydedilmiş oldukları anlaşılmaktadır. Listede mektebin bulunduğu yer adlarına bakıldığında köylerin çok büyük bir kısmı ile yaylalara kadar yayılmış oldukları görülür. Cetvelde Rize’deki mekteplerin sayısı 169, medreselerin sayısı 13 olarak verilmektedir.
1898 yılına ait cetvele göre Rize’deki eğitim kurumları, bulundukları köy/mahalle ve mütevelli adları şöyledir:[8]
Sıra | Kurum | Bulunduğu Yer | Mütevellisi |
Mektep | Peripol (Rize Pehlivan) | Kasapoğlu Receb | |
Cami | Eminettin (Rize Eminettin) | Hacımollazâde Ali Efendi | |
Mektep ve Mescid | Dalyan (Rize Tophane) | Hayrayerlioğlu Mustafa Efendi | |
Mektep ve Mescid | Kale (Rize Kale) | İbrahim Efendi | |
Cami | Kasaba içinde Orta Cami (Rize Yeniköy) | Faik Efendi | |
Mektep | Kamenit (Rize Kavaklı) | Ali Efendi | |
Ayşe Hatun Camii | Kasaba içinde (Rize Çarşı) | Hacı Yusuf Efendi | |
Mektep ve Mescid | Kankalanos (Rize Yağlıtaş) | Kasapoğlu Ahmed | |
Mektep ve Mescid | Romanoz (Rize Hayrat) | Hacı İbrahim Efendi | |
Mektep ve Mescid | Oskolmanoz (Rize Fener mahallesinin bir kısmı) | Ömer Reis | |
Mektep ve Mescid | Hurtoz (Rize Fener) | Ömer Reis | |
Mektep ve Mescid | İksenit (Rize Kambursırt) | Burhan Usta | |
Mektep | Samri (Rize Kaplıca) | Abdurrahim | |
Mektep ve Mescid | Roşi (Rize Reşadiye) | Hacı Osman Efendi | |
Mektep | Filiboz (Rize Halatçılar) | Ahmed Efendi | |
Mektep ve Cami | Kuvaroz (Rize Gülbahar) | Süleyman Efendi | |
Mektep ve Mescid | Yeniköy (Rize Yeniköy mah.) | Mustafa Efendi | |
Mektep ve Mescid | Paşayan ve Vonit (Rize Çarşı ve Atmeydanı) | Mehmed Efendi | |
Mektep ve Mescid | Cancol (Rize Balsu) | Tahir Efendi | |
Mektep ve Cami | Humrik (Rize İslampaşa) | Hacı Mustafa Efendi | |
Mektep ve Cami | Müftü (Rize Müftü mah.) | Hacı Ömer Kaptan | |
Mektep ve Mescid | Paşayan Atmeydanı (Rize Çarşı ve Atmeydanı) | Hacı Mustafa Efendi | |
Mektep ve Cami | Akrotil (Rize Camiönü) | Osman Reis | |
Mektep | Sirahoz (Rize Çorapçılar) | Molla Halid | |
Mektep ve Mescid | Arkilikoz (Rize Ekmekçiler) | Memiş Dayı | |
Mektep | Kalahton (Rize Paşakuyu) | Hacı Ali | |
Mektep ve Cami | Diğer Kuvaroz (Rize Gülbahar) | Osman Efendi | |
Mektep ve Cami | Diğer Haldoz (Rize Portakallık) | Hacıalizâde Rasim Efendi | |
Mektep ve Cami | Hamzabey Romanoz (Rize Hamzabey) | Molla Ahmed | |
Mektep ve Mescid | Pindoz (Rize Değirmendere) | Hacı Hafız Osman Efendi | |
Medrese | Piriçelebi (Rize Piriçelebi mah.) | Necibe Hatun | |
Mektep | İksenit (Rize Pilavdağı) | Hacı Mustafa Efendi | |
Cami | Kasaba içinde Tuzcuzâde (Rize) | Hacı Tahir Efendi | |
Medrese ve Cami | Malkoçoğlu Camii (Rize Çarşı) | Rıfat Efendi | |
Küçük Mektep ve Mescid | Kalamoz (Rize Gündoğdu Akpınar) | Dervişoğlu Hacı Ömer | |
Mektep ve Cami | Salarha Atyanoz (Rize Kasarcılar) | Küçükalioğlu Ali | |
Mektep ve Cami | Yapraklar (İyidere) | Ali Yazıcı | |
Mektep ve Cami | Fetakoz (Rize Gündoğdu) | Halpuzoğlu Ömer | |
Mektep ve Cami | Aron Mağloz Askoroz (Rize Camidağı- Sütlüce) | Arapoğlu Ahmed | |
Mektep Medrese Cami | Aron Mağloz (Rize Camidağı-Sütlüce) | Karahüseyinoğlu Mehmed Efendi | |
Mektep ve Cami | Aron (Rize Sütlüce) | Topaloğlu Hasan | |
Mektep ve Cami | Kuriloz (Güneysu Adacami) | Abdullahoğlu Hacı Yunus | |
Mektep ve Mescid | Karayemiş (Rize) | Takılıkoğlu Osman | |
Cami | Karayemiş (Rize) | Takılıkoğlu Osman | |
Mektep ve Mescid | Aron Taserek (Rize Sütlüce) | Sadıkoğlu İbrahim | |
Mektep ve Cami | Serandinos (Rize Yemişlik) | Uzundurmuşoğlu Hasan | |
Medrese | Veylas (Rize Gündoğdu Veliköy) | Küçükislâmoğlu Mehmed | |
Mektep ve Cami | Malpet (Derepazarı Eriklimanı) | Hafız İshak Efendi | |
Mektep ve Cami | Gürgen Horhor (Güneysu Gürgen) | Kalenderoğlu Osman | |
Mektep ve Cami | Hoholi (Rize Soğukçeşme) | Kanburoğlu Abdülhamid Efendi | |
Mektep ve Cami | Rados (Rize Uzunkaya) | Yazıcıoğlu İsmail Efendi | |
Mektep ve Cami | Gürgen (Güneysu Gürgen) | Bacaoğlu Mehmed bin Ahmed | |
Mektep ve Cami | Pulihoz (Güneysu Dumankaya) | Gençalioğlu Hasan bin Memiş | |
Mektep ve Cami | Apanconoz (Rize Gündoğdu Ketenli) | Garipoğlu Hacı Mustafa Efendi | |
Mektep ve Mescid | Gomis (İyidere Fıçıtaşı) | Kirisoğlu İsmail Efendi | |
Mektep ve Cami | Sivelos (Rize Alipaşa) | Karbuzoğlu Temel Reis | |
Mektep ve Cami | Sivelos Siloroğlu (Rize Alipaşa) | Mollaahmedoğlu Ali Efendi | |
Mektep ve Cami | Perkam (Çayeli Demirhisar) | Karamehmedoğlu Ahmed Efendi | |
Medrese | Perkam (Çayeli Demirhisar) | Karamehmedoğlu Ahmed Efendi | |
Medrese | Ahingöz (Rize Tekkeköy) | Deliömeroğlu Halil | |
Mektep ve Cami | Karasu (Rize) | Kulaksızoğlu Receb | |
Mektep ve Cami | Kandeva (Rize Kırklartepesi) | Emirahmedoğlu Yunus Efendi | |
Cami | Canbolad (Rize Pehlivantaşı) | Körmehmedoğlu Yunus Efendi | |
Cami | Kapnes Salarha (Rize Güneşli-Güneştepe) | Ömeroğlu Zekeriye bin Ali | |
Mektep | Kapnes Salarha (Rize Güneşli-Güneştepe) | Ömeroğlu Zekeriye bin Ali | |
Mektep ve Cami | Pilaymanoz (Derepazarı Çakmakçılar) | Fitozoğlu Ali | |
Mektep | Ruspa Yalıyolu (Derepazarı Uzunkaya) | Manioğlu Ali Yazıcı | |
Medrese | Ahingöz (Rize Tekkeköy) | Deliömeroğlu Halil bin Şaban | |
Mektep | Büyük Setoz (Güneysu Kıbledağı) | Mandevoğlu Ahmed Efendi | |
Mektep | Küçük Setoz (Güneysu Ortaköy) | Tayyib Efendi | |
Mektep | Konyad Mihanca (Rize Tuğlalı) | Sandukçıoğlu İsmail Efendi | |
Mektep ve Cami | Liparit (İyidere Yalıköy) | Hacıoğlu Salih Kaptan | |
Mektep | Çıklenar (İyidere Sarayköy) | Çakıroğlu Salih Efendi | |
Cami | Şatroz (Rize Gölgeli) | Kazmaoğlu Hacı Hüseyin | |
Mektep | Şatroz (Rize Gölgeli) | Kazmaoğlu Hacı Hüseyin | |
Mektep ve Cami | Zavendik (İyidere Büyükçiftlik) | Çalıkoğlu Receb Efendi | |
Medrese | Zavendik (İyidere Büyükçiftlik) | Öksüzoğlu İbrahim Efendi | |
Mektep | Tarıklar (Rize Yolüstü) | Sağıroğlu Ali Usta | |
Cami | Tarıklar (Rize Yolüstü) | Tavukçuoğlu Memiş Efendi | |
Mektep ve Cami | Leroz Armud (Çayeli Büyükköy) | Hacıoğlu Sadık | |
Mektep | Leroz Ahiyoz (Çayeli Büyükköy) | Çavuşoğlu Mustafa Efendi | |
Mektep | Orta Kanboz (Güneysu Selamet) | Öksüzoğlu Ömer | |
Mektep | Viroz Kutika (Güneysu Küçükcami) | Mollaalioğlu Ali Efendi | |
Mektep | Lazkoz (Derepazarı Çalışkanlar) | Çalıkoğlu Hamid | |
Mektep | Perkam Pirinçlik (Çayeli Demirhisar) | Karadurmuşoğlu Ali | |
Mektep | Salarha Kaçaran (Rize Elmalı) | Sinekoğlu Zekeriya | |
Mektep | Arşot [Raşot] (Çayeli Çeşmeli Karaağaç) | Kameroğlu Ali | |
Mektep | Koliça (Derepazarı Subaşı) | Salihoğlu Ali | |
Mektep | Hanzi (Derepazarı Sandıktaş) | Mahnalıoğlu Hacı Hasan | |
Mektep | Perkam Taşlık (Çayeli Demirhisar) | Hordoloşoğlu Bahadır | |
Medrese | Pulihoz (Güneysu Dumankaya) | Mustafabaşoğlu Ahmed | |
Mektep | Ğodri (Rize Gündoğdu Dağınıksu) | İbadoğlu Arif | |
Mektep | Kuriloz Potomya Zevandik (Güneysu Adacami) | Havulioğlu Yunus | |
Mektep | Salarha Atyanoz Başköy (Rize Kasarcılar) | Çalıkoğlu Memiş | |
Mektep | Sanduk (Rize Pehlivantaşı) | Körmehmedoğlu Yunus | |
Mektep | Hanis (Rize Bıldırcınköy) | Mirzoğlu İsmail | |
Mektep | Ğorğorlu Yavlakoz (Çayeli Büyükköy) | Küçükalioğlu Abdullah | |
Mektep ve Cami | Kaçaran (Rize Elmalı) | Kanburoğlu Hacı Mehmed | |
Mektep | Konyat (Rize Tuğlalı) | Sarıosmanoğlu Hacı Mehmed | |
Medrese ve Mektep | Askoroz Felenksu (Rize Gündoğdu Taşlıdere) | Havyarlıoğlu Şaban | |
Mektep | Concik (Rize Gündoğdu Aktaş) | Mollaahmedoğlu Mehmed Efendi | |
Mektep | Arşot [Raşot] Anafra (Çayeli Çeşmeli-Karaağaç) | Çuğuroğlu Memiş | |
Mektep | Çakri (Derepazarı Çukurlu) | Ömeroğlu Ahmed Çavuş | |
Mektep | Şimadiyos (Derepazarı Esentepe-Kirazdağı) | Bıyıkoğlu Yusuf | |
Mektep | Gürgenli Ulu (Çayeli Gürgenli) | Lorcioğlu Tahir Çavuş | |
Mektep | Hos (Derepazarı Maltepe) | Mehmedbaşoğlu Beşir Efendi | |
Mektep | Kalamos (Rize Gündoğdu Akpınar) | Dursun, Ömer, Eyüp ve Musa | |
Mektep | Kofin (Rize Beştepe) | Kosifoğlu Mustafa | |
Mektep | Likoz Salarha (Rize Kokulukaya) | Hacı Hurşid ve Şuayb | |
Mektep ve Cami | Arğalağoz (Rize Çiftekavak) | Lazzâde Kemal Efendi | |
Mektep | Akrotıl Hamuda (Çayeli Limanköy) | Köroğlu Abdullah | |
Mektep | Akrotıl (Çayeli Limanköy) | Hacızâde Yakub Efendi | |
Mektep | Yaka (Çayeli Yaka) | Kısoğlu Reşid | |
Mektep | Canceva (Çayeli Yenicami) | Haliloğlu Mehmed Çavuş | |
Mektep | Çanceva Musaklı (Çayeli Yenicami) | Sadıkoğlu İbrahim Efendi | |
Mektep | Çanceva Kelos (Çayeli Yenicami) | Lalaşeroğlu Ali | |
Mektep ve Cami | Caferpaşa (Çayeli) | Karahasanoğlu Eyüb | |
Mektep ve Cami | Arpik Büyük Camii (Çayeli Musadağı) | Fettahoğlu Hüseyin | |
Mektep | Arpik Küçük Mektep (Çayeli Şirinköy) | Morgiloğlu Aziz Efendi | |
Mektep | Makraş (Çayeli Ortaköy) | Kirisoğlu Hurşid Efendi | |
Mektep | Palodya (Çayeli Beyazsu) | İrfanoğlu İlyas Efendi | |
Mektep ve Cami | Çeçeva (Çayeli Haremtepe-Güzeltepe) | Şanlıoğlu Hamid Efendi | |
Mektep | Hahunç Tırğa (Çayeli Çataldere) | Hamdanamidoğlu Hasan Efendi | |
Mektep | Nefs-i Hahunç (Çayeli Çataldere) | Ahmedoğlu Osman Efendi | |
Mektep | Babik (Çayeli Çukurluhoca) | Zikürlizâde Ali Efendi | |
Mektep ve Cami | Nefs-i Babik (Çayeli Çukurluhoca) | İsmail Efendi | |
Mektep ve Cami | Palahor (Çayeli Yenice ) | Hacıahmedoğlu Mehmed Efendi | |
Mektep ve Cami | Peraştan (Çayeli Uzundere) | Hacışüküroğlu Mehmed Ali | |
Mektep ve Cami | Çutins Başköy (Çayeli Başköy) | Şadumanoğlu Mehmed | |
Mektep | Nefs-i Çutins (Çayeli Ormanc< |