OSMANLI DEVRİ RİZE KÜTÜPHANELERİ
Özet
Osmanlı devri Rize kültür tarihi, hakkında çok az şey bilinen konulardan biridir. Halbuki Osmanlı tarihi boyunca ilmiye ve mülkiye kadrolarında imparatorluğun en ücra köşelerine kadar hizmette bulunmuş Rizelilerin çokluğu, konuya aşina olanların malûmudur. Bu kişilerin doğduğu ve en azından tahsillerinin bir bölümünü yaptıkları Rize bölgesinin kültür tarihi, derinlemesine incelenmesi gereken bakir bir konudur. Rize’nin kültür tarihi incelenirken burada faaliyette bulunmuş kütüphanelere de eğilmek gerekir. Bu araştırma çeşitli arşiv kaynakları ve derlenen şifahî bilgilere göre Osmanlı devrinde Rize’de kurulmuş 5 adet kütüphaneyi tanıtmayı amaçlamaktadır.
Konu bu haliyle Rize’nin kültür tarihine ufak bir ışık olması yanında, bölgemizin sosyal durumuyla ilgili izler de taşımaktadır.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devri, İlmiye, Rize, Kütüphane.
Giriş
Osmanlı devrinde imparatorluğun en ücra köşelerine kadar ilmiye ve mülkiye kadrolarında hizmette bulunmuş Rizelilerin çokluğu, konu üzerinde az-çok eğilenlerin malûmudur. Müftü, kadı, naib, vaiz, hatib, imam ve benzeri vazifelerle hizmette bulunmuş ilmiye sınıfı mensuplarının sicil dosyalarının bulunduğu, İstanbul Müftülüğü bünyesindeki Meşihat Arşivi-Şer’i Siciller Arşivi’nde bulunan 5692 şahıs dosyası[1] arasında, 136 dosya, bugünkü Rize ili sınırları dahilinden olan kişilere aittir.
İlk defa 1879 yılında kurulan Sicill-i Ahvâl Komisyonu tarafından tutulmaya başlanmış, Osmanlı Devlet teşkilatında görev alan memurlara ait vazifeleri süresince hal tercemelerini konu alan, özel haller ve memuriyet esnasındaki haller, tarihi seyr, ahlak ve gidişat gibi durumlarının işlendiği 201 defterdeki[2] 56.000 kişi arasında da bugünkü Rize vilayeti sınırları dahilinden 197 kişi bulunmaktadır.
İlmiye ve Mülkiye mensuplarına ait sicil kayıtlarının işlendiği Dosya ve Sicil Defterlerinden daha eski biyografi kaynakları olarak değerlendirilebilecek İstanbul’daki çeşitli Arşiv ve kütüphanelerde muhafaza edilen 54 adet Tarık Defterleri[3] incelendiğinde, ulemâ-i kirâm ve memûrîn-i ilmiye arasında çeşitli ilmî rütbeleri haiz 45 den fazla Rizeli ilim adamının bulunduğu görülür.
İstanbul medreselerinde vazife gören ilmiye mensupları içinden seçilen ve Ramazan aylarında tertip edilen Huzûr-i Humâyûn[4] derslerine, muhatab veya mukarrir olarak katılma şerefine nail olmuş ilim adamları arasında da bizim tesbitimize göre 1197 (1782) yılından itibaren 40 civarında Rizeli ilim adamı vardır.
Mehmed Süreyya’nın Sicill-i Osmanî adlı eserinde ilmiye, askeriye ve mülkiye teşkilatlarında görev almış, biyografisi verilen kişiler arasında da 40’ın üzerinde üst düzey Rizeli vardır.
Bu kadar çok ilmiye ve mülkiye mensubunun doğup en azından ilk tahsillerini gördükleri yer olan Rize’nin eğitim ve kültür tarihinin ciddi olarak araştırılıp ortaya konulması, bölge üzerinde çalışanların önlerinde duran bakir konulardan biri olduğunda şüphe yoktur.
Maarif ve Vilayet Salnamelerini tetkik ettiğimizde 1869 yılından itibaren bölgemizde faaliyet göstermiş kültür müesseseleri olan İptidaiye (Sıbyan) Mektebleri, Rüşdiye Mektepleri, Medreseler ve Kütüphaneler hakkında bilgi sahibi olabiliyoruz. Bu yıl Rize ve Kura-i sab’a (İkizdere)’da 9 medrese ile 180 medrese talebesi,[5] Atina (Pazar) ’da 4 medrese ile 54 medrese talebesi, Hemşin’de 1 medrese ile 15 medrese talebesi, Arhavi’de 3 medrese ile 70 medrese talebesi, Hopa’da 3 medrese ile 140 medrese talebesi bulunmaktaydı.[6] Yine 1869 yılında Rize ve Kura-i Seb’a (İkizdere)’da bulunan 205 Sıbyan mektebinde 6331 talebe[7], Atina (Pazar)’da 67 mektep ile 1437 talebe, Hemşin’de 41 mektep ile 1362 talebe, Arhavi’de 44 mektep ile 1890 talebe, Hopa’da ise 27 mektep ile 925 talebe bulunmaktaydı[8].
1317 (1899) yılında Rize Rüşdiye mektebinde 4 muallim, 1 hademe ve 65 talebe bulunuyordu. Bu yıl Mapavri (Çayeli)’ de bulunan Rüşdiye mektebinde 1 muallim, 1 hademe, 43 talebe, Hopa Rüşdiye Mektebinde 1 muallim, 1 hademe, 34 talebe, Arhavi Rüşdiye Mektebinde 1 muallim, 1 hademe, 71 talebe, Viçe (Fındıklı) Rüşdiye Mektebinde 2 muallim, 1 hademe, 27 talebe, Atina (Pazar) Rüşdiye mektebinde 2 muallim, 1 hademe 53 talebe bulunmaktaydı[9]. Yine aynı yıl Lazistan Sancağını oluşturan Rize, Atina (Pazar) ve Hopa kazalarında bulunan 14 medresede toplam 476 talebe tahsil görmekteydi[10].
1321 (1902) yılına gelindiğinde ise Rize Rüşdiyesinin talebe mevcudu 85, Mapavri (Çayeli) Rüşdiyesinin 45, Hopa Rüşdiyesinin 65, Arhavi Rüşdiyesinin 81, Viçe (Fındıklı) Rüşdiyesinin 41 kişi idi[11]. Bu yıl Lazistan sancağında bulunan 10 medresede ise 276 talebe tahsil görüyordu[12].
Rize’nin kültür tarihi işlenirken gözden uzak tutulmaması gereken hususlardan biri de Rize kütüphaneleridir. Son yıllarda Rize Tarihi ile ilgili az-çok araştırmalar yapılıp yayınlanmış olmakla beraber, bu konu üzerinde hiç durulmamıştır. Bizim yaptığımız araştırmalar ve elde ettiğimiz belgeler ışığında Osmanlı devrinde Rize sınırları dahilinde kurulmuş 5 kütüphane ile bu kütüphaneler hakkında derlediğimiz malumat şöyledir.
A-Osmanlı Dönemi:
1.Tatoğlu Kütüphanesi
Bu kütüphane Rize Yeniköy mahallesi’nde Orta camii civarında bulunmaktaydı. Tatoğlu Abdülkerim Efendi tarafından 1848 yılında kurulan kütüphane’nin yanında fukaranın barınması için odalar ile bir de gasilhane bulunuyordu[13]. Bilinmeyen bir tarihte kapanmış olan bu kütüphane, daha sonra harap olmuş, zamanla yıkılan yapıdan, ayakta kalan bir duvarın üzerindeki kitabesi alınarak muhafaza edilmiştir. Halen Rize İl Halk Kütüphanesi Akademik Salonda bulunan 4 satır 8 mısralık bu manzum kitabede şu şiir bulunur.
Tatoğlu bilâder marûf-ı â’vam
Velâkin şöhreti Abdülkerim nâm
Riza-yı Hak için dinarı verdi
Muvaffak oldu işbu hayra girdi
Budur çü ehl-i hayr-i bi’l-atâya
Aziz etsün iki alemde Mevlâ
Bir adem geldi Zühdi dedi rûşen
Kütübhane yapıldı pek müzeyyen
sene 1265
Güzel bir tesadüf sonucu ele geçen bu kitabeden Rize’de kütüphaneciliğin 158 yıl önceye dayandığını öğreniyoruz.
Tatoğlu Kütüphanesinin akıbeti konusunda malesef bir bilgi yoktur. 1317 (1899) yılında ilki yayınlanan ve kütüphanelerin listesini de veren Salname-i Nezaret-i Maarif-i Umumiye’de kaydının bulunmaması, o tarihten önce ortadan kalktığını göstermektedir.
Kalkandere ilçesi Hüseyinhoca köyünden müderris Hüseyin Efendi tarafından ilçe merkezinde bugünkü Hükümet Konağının yerinde 1869 yılında kurulan medresenin ikinci katında bulunmaktaydı. Medrese ile ilgili bazı tarihi kayıtlara[14] tesadüf edilmekle birlikte, kütüphane ile ilgili kayıtlara rastlanmamıştır. Bu bilgiler burada tahsil görmüş kişilerden derlenmiştir. Bu kişilerden Müderris Hüseyin Efendi’nin torunu Hacı Hüseyin Güven (1909-1994)’in ifadesine göre, burası yazma ve basma eserlere sahip zengin bir kütüphane idi. 1916 yılında Rus işgali haber alınınca, Hüseyin Efendi’nin irtihalinden sonra onun yerine geçen Of’un Bölümlü köyünden Mahmut Efendi’nin, medreseden ayrılıp köyüne giderken, kitaplardan bazılarını da alıp götürmüş olması muhtemeldir[15]. Bu esnada medrese kapanınca zaman zaman halktan bazı kişilerin buraya girip çıktıkları ve kitaplardan aldıkları bilinmektedir[16]. Kalan eserleri de işgalcı Rusların bölgedeki diğer kütüpheneler gibi yağmalayıp önce Batum’a, oradan da Tiflis’e naklettiği rivayet edilmektedir.
Gümüşhaneli Ahmet Ziyaüddin Efendi’yi konu alan bazı kaynaklar, bu zat’ın halifelerinden Tekirdağ’lı Mustafa Fevzi Efendi’nin kaleme aldığı Hediyyetü’l-Halidin adlı manzum eserinde geçen;
Dahi inşa edilmiş üç şehirde
Kitaphane ki misli yok dehirde
Biri Bayburd kazasında biri Of
Biri de Rize’de ber vech-i maruf
Mükemmel her birinde çok kütüb var
Tasavvuf, fenn-i hikmet, ilm-i âsâr[17]
mısralarından yola çıkarak Gümüşhaneli Ahmet Ziyaüddin Efendi’nin Rize’de bir kütüphane tesis ettiğini söylemektedirler. Fakat bugüne kadar bu kütüphanenin muhteviyatı ve yeri hakkında hiçbir bilgi yayınlanmamış, Rize Tarihi ile ilgili çalışmalarda da hiç anılmamıştır.
Bizim bu kütüphane ile ilgili burada vereceğimiz malumat, Vakıflar Genel Müdürlüğü Tarihi Vakıf Kayıtları Arşivinde tesbit ettiğimiz sicil kaydı ile 3 adet vakfiyeye dayanmakta ve ilk defa efkâr-ı umumiyeye arz edilmektedir. Kayıtlardan 1877 yılında[18] kurulmuş bir vakıf kütüphanesi olduğunu anladığımız kütüphanenin yeri şu şekilde anlatılıyor. “İstanbul’da Bab-ı âli yakınında merhume ve meğfurun-leha Fatıma Sultan tâbe serâhâ hazretleri camii şerifi hariminde bir bab odada ikamet eden, Tarikat-ı âliye-i Halidiye meşayih-i kiramından reşadetlü el-hac Ahmet Ziyaüddin Efendi bin Mustafa bin Abdurrahman’ın Trabzon Vilayeti dahilinde Lazistan Sancağının merkezi olan Rize kasabası mahallelerinden Piriçelebi mahallesinde kâin Semerkandî eş-şeyh Ali Efendi türbe-i şerifleri civarında Altıkulaç el-hac Ali Efendi medresesi bitişiğinde eshab-ı hayratın yeni olarak bina ve inşa eylediği muvakkıthane üstündeki kargir kütüphane”[19]. Bu kayıttan anladığımıza göre Kütüphane şimdiki Rize Şeyh Camisi’nin sol üst tarafında bulunmaktaydı.
Kütüphane ilk olarak 27 Muharrem 1294 (11.2.1877) tarihinde 100 yazma ve basma kitap ve 20 cilt risale ile hizmete girmişti. 15 Rebiülahir 1299 (6.3.1882) tarihinde yazılan yeni bir vakfiyeden Gümüşhanevî Efendi’nin yeniden kitaplar vakfedip gönderdiğini anlıyoruz. Söz konusu vakfiyede şöyle denilmektedir. “Bu def’a dahi elimde malım olup işbu meclis-i ma’kud-i mezkürde muayene olunan isimleri ve satırları yazılı toplam 300 cilt kitap ve 18 adet çeşitli risaleyi ve etyeb-i malımdan ifraz ve kemal-i imtiyaz ile mümtaz eylediğim ..”[20]. Bu kitaplarla beraber kütüphanenin kitap sayısı 400’e, risale sayısı 38’e ulaştı. Son olarak 25 Zilkade 1302 (5.9.1885) tarihinde yazdırılan vakfiyede de şöyle denilmektedir: “Kitapların artırılmasını murad ile bu def’a dahi yedimde olup işbu meclis-i ma’kud-ı mezkürde muayene olunan cenab-ı seniyyede isim ve satırları yazılı toplam 100 cilt çeşitli kitabı……vakf ve habs edüp..”[21]. Gönderilen bu kitaplar ile de kitap sayısı 500’e, risale sayısı 38’e ulaştı.
Gümüşhanevî Efendi’nin mütevellilik için kaydettirdiği şart da şöyledir. “Vâkıf-ı mumâileyhin 1294 (1877) ve 1299 (1882) senesi tarihleriyle münderic ve 1302 (1885) senesi tarihiyle bâ-ferman-ı âlî kayd olunan vakfiyesinde vakf-ı mezkürun mütevelliliği Bayburt kazasında kâin diğer kütüphaneye va’z eylediğim kütüb-i mevkufenin mütevellisi olan el-hac Osman Efendi ibn-i Ömer’e, onun ölümünden sonra, anılan kaza halkından eslah-ı nas olan bir kimseye ma’rifet-i şer’le mütevelli nasb ve ta’yin oluna”[22]. Buradan anlaşıldığına göre vakfın mütevellisi Gümüşhanevî Efendi’nin Bayburt’ta kurduğu kütüphaneye mütevelli tayin ettiği Ömer oğlu Osman Efendi adlı bir zat idi. Geleneksel vakıf şartlarında görüldüğü gibi bu vakfiyede de mütevelli’nin vefatından sonra yerine Rize kazası halkından güvenilir bir zatın mütevelliliğe getirilmesi istenmektedir. Nitekim 1313 yılında yayınlanan Mustafa Fevzi Efendi’nin Hediyyetu’l-Halidin adlı eserinde, Güneyce (Varda)’li Osman Efendi için “Cenab-ı Pîr-i Destgîr (Ahmet Ziyaüddin Efendi)’in taşrada bulunan kütüphaneleri mütevellisi Hacı Osman Efendi hazretleri” şeklinde sayfa kenarında bir not düşülmüştür[23].
Gümüşhanevî Efendi kurduğu bu kütüphanenin hizmete devam edebilmesi için başta 5000 kuruş nakit para vakfetmişti. Bu paranın hasıl olacak nemasından 2 hafız-ı kütübe (kütüphaneciye) aylık 25’er kuruş’tan senelik toplam 600 kuruş, mütevelliye de aylık 10 kuruştan, senede toplam 120 kuruş verilmesini vakfiyeye kaydettirmişti. Baki kalan fazlası da mütevellinin elinde muhafaza edilip kitapların tamirine sarf olunacaktı[24]. 15 Rebiülahir 1299 (6.3.1882) tarihinde yeniden 5000 kuruş daha vakfederek bu parayı öncekinin nemasına katmış ve kütüphaneciler için tayin eylediği aylık 25’er kuruşu bir misli zamla aylık 50 kuruşa yükseltmişti[25].
Önceleri kütüphanecilik vazifesi kütüphane bitişiğindeki caminin imamı olan Ali Efendi ile Trabzon Müftüsü Ali Efendi’nin yeğeni olup Rize kasabasında Altıkulaç medresesinde tedris vekili olan Hüseyin Efendi bin Mehmet Efendi’ye tevcih edilmişti[26]. 1302 (1885) yılında kaydedilen vakfiye ile kütüphanecilerden Hüseyin Efendi b. Mehmet, bu vazifeden alınmış, onun yerine yine aynı aileden Altıkulaçzade İsmail Efendi ibn-i Ali Efendi tayin edilmiştir[27].
Kütüphaneden istifadenin de kuralları bulunuyordu. Kütüphaneciler tarafından takip edilecek olan bu kurallar, “Kitapları daima muhafaza etmek. Müderrisler, alimler ve talebelerden mutalaa için gelen kimselere istedikleri gibi kitabı vermek ve mutalaadan sonra alıp yerine koymak. Kitapların kütüphaneden çıkarılmaması. Eğer ulema ve müderrisîn bulunan kişilerden mutalaa ve istifade için kitaplardan bir veya bir kaçını alıp çıkarmayı murad eden olursa, alıp çıkaracağı kitapların kıymeti ne kadar ise iki misli akçe veya kıymete sahip eşyayı rehin vererek tayin edilen zaman için kitabı almasına ve bu zamanın bitiminde yerine iade edilmesine dikkat etmek” şeklinde sıralanmıştı. Ayrıca “Rize kazasında tedris-i ulum-i nafia ile meşgul olan hoca efendilerin de bu vakfa nazır olmaları istenmişti[28].
Her vakfiyenin yazılışından sonra vakfedilen kitapların adları ile yazma mı, basma mı olduğu tek tek kaydedilmiş olup, liste incelendiğinde Tefsir, Tasavvuf, İlm-i Feraiz, Hadis, Askeri, Manzum, Cebir, Cevşen, Fetva, Kur’an-ı kerim’den Peygamberlere ait kıssalar, medrese derslerine ait kitaplar ile bunlara ait şerhler gibi çeşitlilik arz ettkleri görülmektedir.
Rize’nin Eminettin mahallesinden ve Kadirî meşayihinden Hacı Ahmet Şemseddin Efendi[29] tarafından 1300 (1882) yılında kurulmuş 485 adet kitaba sahip bir kütüphanedir. Kütüphanenin yeri kaynaklarda, Piriçelebi mahallesinde kasaba içinde[30], eskiden Trabzon müftülüğü yapmış Altıkulaçzade merhum Hacı Ali Efendi medresesi bitişiğinde[31] şeklinde tarif edilmektedir. Altıkulaçzade medresesinin bugünkü Şeyh Camisi yanında bulunmasından yola çıkarak, kütüphanenin de bu civarda bulunduğu anlaşılır. Kütüphanenin akıbeti konusunda bir bilgi bulunmamakla birlikte Rus işgali esnasında tahrip ve talan edilmiş olması muhtemeldir.
İkizdere ilçesinin Güneyce nahiyesi Kurtuluş mahallesinden Osman Niyazi Efendi tarafından 1315 (1897/98) yılında kurulmuş bir kütüphanedir. Kendisi Nakşî meşayihinden Ahmet Ziyaüddin Efendi’nin halifelerinden olmasının yanında, bu zat’ın Rize, Of’un Çifaruksa köyü ve Bayburt’ta kurduğu vakıf kütüphanelerinin mütevellilik ve müfettişlik vazifesini de ifa etmiştir[32]. Halk arasında Şeyh Efendi diye anılan bu zat, kütüphaneyi doğduğu mahallede inşa ettirdiği tekke-medresede tesis etmiştir. Kütüphanedeki kitaplar üzerinde bulunan mühürde “Tarikat-ı Nakşibendiye’den Vardalı eş-şeyh Osman Niyazi bin Hüseyin’in evlâdiye şartıyle kütüb-i mevkûfesinin mührüdür. 1315” ibaresi bulunmaktadır. Şeyh Osman Niyazi Efendi’nin 1909 yılında vuku bulan vefatından sonra onun halifelerinden Çaykaralı Hacı Ferşat Efendi, 1911 yılında kütüphane ile ilgili bir defter tanzim etmiştir. Bu defterde kitaplaların adları, kaç adet oldukları ve yazma olup olmadıkları işlenmiştir. Halen aynı yerde bulunan, tarihi ahşap caminin alt katında oturma odasında muhafaza edilen kitaplar, 183 cilt halinde 142 adettir. Eski deftere göre 50 civarındaki kitap kayıptır. Bunlar okunmak için alınıp iade edilmemiş kitaplar olmalıdır. Halen mevcut kitaplar, sarf, nahiv, tasavvuf, hadis ve fıkıh ilimlerine aittir[33].
Muhtevasından tipik bir vakıf kütüphanesi olduğu anlaşılan bu kütüphaneye ait vakfiyeye henüz ulaşılamamıştır.
B- Cumhuriyetten Sonra
Son Lazistan Mutasarrıfı ve İlk Rize Valisi olan Mehmet Hurşit (Akkaya) Bey, 15 Mart 1925 tarihinde[34] Özel İdare bütçesiyle “Milli Kütüphane” adı altında bir bina tesis etmiş ve kütüphaneyi Maarif Vekâleti’ne devretmiştir. Şimdiki Ses Sineması ile meydan arasında bulunan bu kütüphanenin, ilk olarak halkın bağışladığı 100 cilt kadar Osmanlıca kitap ile hizmete girdiği bilinmektedir. Daha sonra halkın bağışlarının yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da kitap ve mecmua gönderilmeye başlanmıştır. Halen İl Halk Kütüphanesi Akademik Salon’da bulunan, 340 cildi Cumhuriyetten önce basılmış 1212 cilt Arap harflı eser bu kitaplardandır[35].
1944 yılında Erkek Sanat Okulunun açılmasıyla mevcut kütüphane binası bu okula devredilince, kütüphane için Belediye binasının yanındaki bir bina ayrılmıştır. 1949 yılında burada 8000 cilt kitap bulunmaktaydı[36].
Kütüphane 1 Ekim 1954 tarihinde Atatürk Caddesi üzerindeki Tuzcuoğlu Konağının ikinci katına taşındı. Burada önce “Genel Kütüphane”, daha sonra “İl Halk Kütüphanesi” adıyla[37] 14000 adet kitapla hizmete devam etti.
1961 yılında da “Şehir Kitaplığı Yaptırma ve Yaşatma Derneği” tarafından bugünkü İl Halk Kütüphanesi’nin yerinde yaptırılan yeni kütüphane binasına taşındı[38]. Tek katlı olan bu bina yeterli gelmediğinden dolayı 1991 yılında yıktırıldı ve aynı yerde 1993 yılında 4 katlı olarak tamamlanan yeni binasında hizmet vermeye başladı[39]. 10.07.2006 tarihi itibariyle burada 35.399 adet kitap bulunmaktadır.
Ayrıca 1875 yılında açılan Rize Rüşdiye mektebinin kütüphanesi, günümüzde Rize Lisesi’ne intikal etmiş olup burada da 450 kadar arap harfli eser mevcuttur. Toplandıkları bir dolapta tasnif edilmemiş olarak bulunan bu eserler ilgi beklemektedir.
Halen halk içinde bazı kişilerin elinde baba ve dedelerinden kendisine intikal etmiş özel kitaplıklar bulunmaktadır. Bunlardan biri eski Rize müftülerinden Yusuf Karali Hoca’ya ait olan kitaplıktır. Varisleri elinde özenle muhafaza edilen çoğu Arapça, az bir kısmı Osmanlıca olan bu kitaplar, Fıkıh, Tefsir ilimlerine ait mensur ve şiir kitaplarından oluşan manzum olmak üzere toplam 566 cilttir[40].
Rize’de yaşamış ilmiye mensubu zevata ait benzer kitaplıkların da bulunması muhtemeldir. Benzer bir çok özel kitaplık, varislerinin bilinçsizliği ve ilgisizliği nedeniyle kayıp olmuştur.
Sonuç
Cumhuriyet öncesi Rize’de kurulup faaliyet göstermiş ve bu tebliğde incelenen 5 kütüphaneden ilki olan Tatoğlu Kütüphanesi’ne ait kitapların akıbeti konusunda bir bilgi yoktur. Karadere Medrese Kütüphanesi, Gümüşhanevî Kütüphanesi ve Altıkulaçzade Kütüphaneleri’ne ait kitapların 1916 yılında vuku bulan Rus işgali esnasında kayboldukları rivayet yoluyla aktarılmaktadır. Nitekim işgalin hakim olduğu iki yıl boyunca bölgedeki bir çok kütüphane talan edilmiştir. Bunlar arasında Trabzon Fatih Ortahisar Kütüphanesi[41] Trabzon Fetvahane Kütüphanesi[42] Gümüşhanevî halifelerinden Of (Kondu)’lu Yusuf Şevki Efendi’nin[43] ve Akçaabat Müftüsü Mehmet İzzet Efendi’nin[44] özel kitaplıkları sayılabilir. Ruslar, Ahmet Ziyaüddin Gümüşhanevî Efendi tarafından Bayburt’ta kurulan kütüphanedeki kitapları da alıp Tiflis’e götürdüler. Gümüşhanevî Kütüphanelerinin mütevelliliğini yapan İkizdere-Varda’lı Şeyh Osman Niyazi Efendi’nin bu görevini vefatından sonra onun büyük halifesi Çaykara’lı Ferşat Efendi devralmış, o zat da mütevellisi olduğu bu kütüphaneye ait kitapların geri getirilmesi ve istifadeye sunulması için 5 Teşrinisâni 1337 (18 Kasım 1921) tarihli bir mektupla Şark Ordusu Kumandanı Kâzım Karabekir Paşa’ya müracaat ederek yardımını talep etmişti[45].
Osmanlı devri Rize kütüphaneleri arasında bir takım kitap kaybına rağmen, mekânı ve eserlerinin çoğu muhafaza edilen yegâne kütüphane, muhtemelen taşrada bulunmanın verdiği avantaj sebebiyle Varda Tekke Kütüphanesidir.
Rize’de çeşitli mekânlarda bulunan bu değerli ve tarihi kütüphane malzemesinin envanterinin çıkarılması ve Tarihi Rize Kütüphanesi olarak müstakil bir yerde toplanıp hizmete sunulması Rize kültür ve tarihine katkı sağlayacak büyük bir hizmet olacaktır.
[1] Liste için bk. Hümeyra Zerdeci, Osmanlı Ulema Biyografilerinin Arşiv Kaynakları, yayınlanmamış yüksek lisans tezi, İ.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998.
[2] Başbakanlık Osmanlı Arşivi Rehberi, İkinci Baskı, İstanbul 2000, s.240-241. Bu kaynakta hal tercemeleri bulunan kişiler toplam 92.000 kişi olarak verilmektedir. Mükerrerler çıkıldıktan sonra kalan sayı 56.000 kişidir.
[3] Tarık Defterleri hakkında detaylı bilgi için bk. Arzu Güldöşüren, 19. Y.Y’ın İlk Yarısında Tarık Defterlerine Göre İlmiye Ricali, Marmara Ünv. Sosyal Bilimler Enst. İlahiyat ABD. İslam Tarihi ve Sanatları Bilim Dalı, yayınlanmamış yüksek lisans tezi, 2004, s. 1-75.
[4] Huzur dersleri ve bu derslere katılmış ulema listeleri için bk. Ebul’ula Mardin, Huzur Dersleri, (I, İstanbul 1951; II-III, İsmet Sungurbey’le birlikte, 1966).
[5] Salname-i Vilayet-i Trabzon, 1286, s.70-71.
[6] age, s.74-75.
[7] age, s.70-71.
[8] age, 1286, s.74-75
[9] Salname-i Nezaret-i Maarif-i Umumiye, h.1317, s.1291.
[10] age, s.1296-1297.
[11]Salname-i Nezaret-i Maarif-i Umumiye, h.1321, s.602-603.
[12] age, s.605-606.
[13] 1973 Rize İl Yıllığı, s.81.
[14] BOA. Şuray-ı Devlet Trabzon, No.1834/21; BOA. DH.N. İdare Kısmı, No.97/2-25; Trabzon Vilayet Salnamesi, 1305 (1887), s.127; 1297 tarihli Medrese Kitabesi.
[15] İshak Güven, Kalkandere Tarihi, İstanbul, 1998, s.25.
[16] Bu medresede tahsil görmüş eski imamlardan Güvelioğlu Ruşen Efendi (1888-1958)’nin Kütüphanesinde gördüğümüz 1 adet yazma, 3 adet basma kitabın, Karadere Medresesi Kütüphanesi kaynaklı olduğu anlaşılmıştır. Halkın elinde bu kütüphaneden alınmış başka kitaplar olduğu da bilinmektedir.
[17] Mustafa Fevzi Efendi, Hediyyetü’l-Halidîn fi menakıb-ı Kutbu’l-Arifin, İstanbul, 1313, 165 s.
[18] VGM. Tarihi Vakıf Kayıtları Arşivi, Defter No. 590, s.35.
[19] VGM. Tarihi Vakıf Kayıtları Arşivi, Esas No 11/1, Sıra No 860, 861, 862.
[20] VGM. Tarihi Vakıf Kayıtları Arşivi, Mü. A. 4/12, s.36; Mü.A. 3/3/10, s.232.
[21] VGM. Tarihi Vakıf Kayıtları Arşivi, Mü.A. 4/12 (Defter No 590), s.37.
[22] VGM. Tarihi Vakıf Kayıtları Arşivi, Esas No 11/1, Sıra No 860, 861, 862.
[23] Mustafa Fevzi Efendi, age, s.90.
[24] VGM. Tarihi Vakıf Kayıtları Arşivi, Mü. A. 3/3/10, s.231.
[25] VGM. Tarihi Vakıf Kayıtları Arşivi, Mü. A. 4/12, s.36.
[26] VGM. Tarihi Vakıf Kayıtları Arşivi, Mü. A. 4/12, s.36.
[27] VGM. Tarihi Vakıf Kayıtları Arşivi, Esas No 11/1, Sıra No 862.
[28] VGM. Tarihi Vakıf Kayıtları Arşivi, Defter No 590 (Mü.A. 4/12) s.35.
[29] Şeyh Hacı Ahmet Şemseddin Efendi’nin biyografisi için bk. İshak Güven Güvelioğlu, “Rize Meşayihi”, Tasavvuf, yıl:7, sayı:17, Temmuz-Aralık 2006, s.193-196.
[30] Salname-i Nezaret-i Maarif-i Umumiye, 1316, s.1114-1115; Salname-i Nezaret-i Mearif-i Umumiye, 1321, s.608.
[31] Salname-i Trabzon, 1311, Def’a 15, s.303.
[32] Mustafa Fevzi Efendi, age, s. 90.
[33] İsmail Kara. Gümüşhanevi Halifelerinden Şeyh Osman Niyazi Efendi ve Güneyce-Rize’deki Tekkesi. Dergâh yayınları, İstanbul 2004, s.26-30.
[34] Özer Soysal, Türk Kütüphaneciliği, Ankara 1998, c.I, s.43.
[35] Araştırmacı Yazar Orhan Naci Ak’ın ifadesine göre bu kitaplar Rize İlahiyat Fakültesi Öğretim görevlilerince tasnif edilmiş ve listeleri çıkarılmıştır.
[36] Abdullah Taymas (A. Battal), Yeşil Rize ve İli, Ankara, 1950, s.28.
[37] Özer Soysal, age, s.75.
[38] 1973 Rize İl Yıllığı, s.82.
[39] Çaykur Dergisi, Yıl: 8, Sayı: 17, 1992, s.60.
[40] 11.07.2006 tarihli yazısı ile bu bilgileri lütfeden Orhan Naci Ak hocaya müteşekkirim.
[41] Bu kütüphaneye ait kitapların Ruslar tarafından götürüldüğü söylenmektedir. Dündar Alikılıç, “Osmanlıdan Günümüze Trabzon Kütüphaneleri”, Uluslararası Trabzon ve çevresi Tarih-Dil-Edebiyat Sempozyumu 3-5 Mayıs 2001, c.1, s.274-275.
[42] Bu kütüphaneye ait kitaplardan 497 adedi işgal sırasında bölgeye gelen Rus Arkeolog Ouspenski tarafından sandıklara doldurularak Rusya’ya gönderilmiştir. Ayne eser ve tebliğ s. 276.
[43]Torunu Süleyman Efendi’nin beyanına göre, Yusuf Şevki Efendi’nin oğlu Ali Galib Efendi, bu kitapların geri getirilmesi için Kazım Karabekir Paşa dahil bir çok kişi’ye müracaat etmiş fakat bir netice alamamıştır. İmdat Ekşi, Hakkı Ekşi’den Ali Ekşi’ye Ekşioğlu Tarihi (1460-2004), İstanbul, 2004, s.119.
[44] Mehmet İzzet Efendi’nin İslam Tarihi (veya İslam Medeniyeti) adlı 400 sayfa civarındaki eserinin müsveddeleri evleri Ruslar tarafından talan edilince kayboldu. İsmail Kara, Din ile Modernleşme arasında Çağdaş Türk Düşüncesinin Meseleleri, Dergâh yayınları, İstanbul, 2003, s.266.
[45] Yusuf Şevki Yavuz, “Ferşad Efendi”, DİA, c. XII, s.416.
9367,77%3,72
34,48% 0,07
36,21% -0,34
2960,09% 0,86
4956,37% 0,55