9659,96%1,15
34,59% 0,16
36,29% 0,82
2928,96% -2,53
4950,44% -1,62
Rize RTEÜ'de İlk Kez Uygulanan Ameliyet
RTEÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Şenol ŞENTÜRK başkanlığındaki ekip tarafından bir hastaya kapalı cerrahi yöntemiyle rahim ameliyatı gerçekleştirildi. Başarılı bir şekilde gerçekleştirilen operasyonla dev myomlu rahim çıkarıldı.
Karın ağrısı, karında kitle, şiddetli kanama şikâyetleriyle ve kanamaya bağlı olarak derin anemi bulgularıyla hastaneye başvuran 47 yaşındaki M.S.’nin yapılan jinekolojik ve ultrasonografik muayenesinde göbek seviyesine kadar uzanan geniş boyutlarda kanserle uyumlu olmayan rahim uru (myom) tespit edildi ve “miyom” tanısı konuldu. Operasyon öncesi ve sonrası hakkında detaylı bilgiler veren Yrd. Doç. Dr. ŞENTÜRK, hastaya ameliyat olması gerektiğini söylediklerini, kapalı veya açık cerrahiler hakkında bilgilendirme yaptıklarını ve nihayetinde kapalı yöntemi tercih ettiğini kaydetti.
Yrd. Doç. Dr. ŞENTÜRK, “Hasta, daha önce uzun süredir kanadığı için derin kansızlığı, buna bağlı halsizlik bitkinlik ve bir de ağrıları olması nedeniyle hemen kurtulmak istiyordu. Hastaya gerekli kan transfüzyonları yapıldıktan sonra, operasyon öncesi gerekli tüm tıbbi, ekipman ve anestezi hazırlığı yapıldıktan sonra Total Laparoskopik Histerektomi (kapalı yöntemle rahim alınması) yapılmasına karar verdik.” dedi.
Hastanın myomunun neredeyse 4-5 aylık gebelik bulunan rahim kadar büyük olduğunu, bu tür büyüklükteki miyomu olan rahimin çıkarılmasına yönelik ilk kez kapalı cerrahi yöntemini kullandıklarına dikkati çeken Yrd. Doç. Dr. ŞENTÜRK, “Laparoskopik olarak daha önce çok sayıda rahim ameliyatı yaptıklarını ancak bu büyüklükteki bir ur için farklı metotlar uygulamak gerekiyordu. Bu konuyla ilgili araştırmalar yaptık. Hem dünyada hem Türkiye’de az sayıda vaka vardı. İki önemli sorun vardı. Biri karın boşluğunda urun büyüklüğü nedeniyle çok dar bir çalışma alanınız olacak, asıl önemlisi de rahim içerde alındıktan sonra bu kadar büyük bir kitleyi nasıl dışarı çıkaracağınız. Bu konuyla ilgili yaptığımız araştırmalarda uru içerde iki parçaya bölmek için 3 yöntem bulduk. Operasyon sırasında 3 yöntemi de uyguladık ve başarılı olduk. Rahimi bu yöntemlerin yardımıyla dışarı aldıktan sonra ameliyata doğal haliyle devam ettik ve başarıyla bitirdik.” diye konuştu.
Ameliyatın yaklaşık iki buçuk saat sürdüğünü kaydeden Yrd. Doç. Dr. ŞENTÜRK, “Ameliyat içinde herhangi bir komplikasyon hatta kanama bile olmadığı gibi ameliyat sonrası hasta çok erken ayağa kalkıp yürüdü ve takip bulguları normal olarak izlendi.” dedi.
Yrd. Doç. Dr. ŞENTÜRK kapalı yöntem denilen Laparoskopik yöntemin diğer yöntemlere göre en çok tercih edilen ameliyat türü olduğunu vurgulayarak, ”Bu teknik, hem hasta hem de hekim için büyük bir konfor sağlıyor. Operasyon, açık cerrahi ile yapıldığında hastaya yaklaşık 25 santimetre genişliğinde kesi yapılması gerekirken, şimdi dikiş izi bile yok. Büyük cilt kesilerine gerek kalmaması, daha az ağrı, daha iyi görüntüleme imkanı sağlaması, daha az yara izi ve hastanede kalış süresinin kısa olması kapalı yöntemin avantajlarıdır. Kesi yerinin büyük olması hem iyileşmeyi geciktiriyor, enfeksiyon riskini artırıyor ve ağrıya yol açabiliyorken, şimdi hasta bunların hiçbirini yaşamıyor. Bir veya 2 gün içinde taburcu oluyor. Yatak işgali önlenmiş oluyor. Estetik açıdan güzel görünüm elde ediliyor.” ifadelerini kullandı.